3 Aralık 2016 Cumartesi

sikin beni 10


Bodrum, her zamanki gibi. Şahane bir hava. Yürüyoruz biraz çarşıda. Barlar sokağına doğru ilerliyoruz. Herkesin bakışları üzerimizde. Genelde turistler, ama nasıl yakışıklı erkekler var! Yanlarında da bebek gibi kızlar. Ben daha çok erkeklere bakıyorum tabi, Ayfer kızlara. Bir bara giriyoruz, oturuyoruz, içkilerimizi alıyoruz. Öyle ortalıkta Abaza Abaza takılan erkekler yok, ya damlı gireceksin, ya tek kız. Böylesi daha iyi. Kalkıp dans ediyoruz biraz. Dans ederken bir erkek ve bir kadın, “Hallo!” deyip gülümsüyorlar. Ben de karşılık veriyorum. Ama yabancı dilim yok benim. Sonra biz oturunca yanımıza geliyorlar. Erkek olanın yabancı olduğu çok belli. “Merhaba, oturabilir miyiz?” diyor. “Tabi, buyrun!” diyorum, oturuyorlar. Adam kendini tanıtıyor, Mark adamın adı. Karısı da Julia. Adam da, kadın da Türkçe konuşuyorlar.

Almanlarmış. Aslında Alanya’da yaşıyorlarmış ama buraya tatile gelmişler. Mark 52 yaşında, Julia 55. Hiç yaşını göstermiyor ama ikisi de. “Sizin kocalar yok mu?” diyor Julia. Ayfer’le birbirimize bakıyoruz. Ayfer, “Biz Lezbiyeniz. Daha doğrusu ben Lezbiyenim. Bu da sevgilim Günseli, ama o Biseksüel!” diyor. İkisi de şaşırıyor. Türk olsalar kesin giderlerdi yanımızdan diye düşünüyorum. Ama Julia da, Mark ta o kadar ilgiyle dinliyorlar ki bizi... Konuşuyoruz, seks hakkında, aşk hakkında.

Julia, “Bence sekste zevk almak önemli. Yani bir kadından da zevk alıyorsan, o seksi gönlünce yaşamalısın!” diyor. “Almışa benziyorsun Julia?” diyorum. “Hayır, hiç yaşamadım. Ama bir kez, Almanya’da, Swinger partilerine katılmıştık. Orada yaşamama az kalmıştı.” diyor. Swinger, yani eş değişimi. Mark’a dönüyorum, “Demek karını başkalarıyla görmek hoşuna gidiyor?” diyorum. “Sorun değil. O zevk alıyorsa, hayatımız eğer renkleniyorsa, hiç problem olmaz!” diyor. Bu arada, içkiler gırla, su gibi akıyor.

Bir ara Mark’ın elleri, Ayfer’in bacaklarında dolanıyor. Ayfer biraz tırsıyor, ama sonra izin veriyor. Masanın altından elleşiyorlar. Ayfer’in kulağına, “Hayırdır, sen Lez değil miydin? Niye herife kendini elletiyorsun ki?” diyorum, “Amaan, boşver ya. Ne olacaksa olsun!” diyor. Gülümsüyorum. Sonra kalkıyorum, “Buradan sıkıldık, hadi başka bir yere gidelim!” diyorum. Herkes ayaklanıyor. Julia, “Ya aslında daha rahat bir yerlere gitsek?” diyor. “Nereye mesela?” diyorum. “Mesela, sizi otelimize davet etsek?” diyor. Otel mi... “Boşverin, gelin bize gidelim bu gece!” diyorum. Ayfer bana bakıyor (Ne yapıyorsun?) dercesine... Önden ben yürüyorum, Ayfer yanımda. “Merak etme, bu gece güzel bir seks yaparız. Adamı ben alırım, sen kadınla ilgilenirsin!” diyorum. Sessizce otoparka yürüyoruz.

Ben arabayı alıyorum, Mark’la sapakta buluşmak için sözleşiyoruz. Onu görünce selektör yapıyorum. Beni takip ediyor Mark. Ev biraz uzakta. Yaklaşık yarım saate eve gelmiş oluyoruz. İniyorum arabadan, onlar da park ediyorlar. “Hadi gelin!” diye kapıyı açıyorum. “Vauuv, ev çok güzel!” diyor Julia. “Rahatına bak tatlım...” diyorum. Geçiyorlar, oturuyorlar. Julia bana yardımcı olmak için mutfağa geliyor. “İçkiye dayanıklısın anlaşılan?” diyorum. “Ja, evet öyle. İçki seviyorum!” diyor. “Ne içmek istersen bak, hepsi orada tatlım!” diyorum. Bir şarap alıyor. Zaten orda da şarap içmiştik. Açıyor, koyuyor kadehlere. İçeriye götürüyoruz, “Mmhhh! Şarap... Çok seviyorum!” diyor Mark, içiyor şarabından bir yudum. Konuşmaya başlıyoruz, ama Ayfer, “Ya, arkadaşlar, benim başım çok ağrıyor, yatıyorum ben!” diyor. “Geleyim mi yanına?” diyorum. “Yok yok, sorun değil. İyi geceler...” diyor, gidiyor yatıyor. Kalıyoruz Julia ve Mark’la baş başa.

Julia yanıma oturuyor. “Günsel, nasıl bir his Lezbiyenlik?” diyor. “Ah tatlım, Günsel değil, Günseli.” diye düzeltiyorum. Sonra devam ediyorum, “Bilmem. Çok heyecanlı. Çok farklı. Yani, daha sıcak tatlım. Üstelik, sanırım Ayfer bana aşık. Bu dahada heyecanlandırıyor beni...” diyorum. “Peki ya sen? Sen aşık ona?” diyor Julia. “Emin değilim... Ben erkeklerden daha çok hoşlanıyorum. Çok ani gelişti Ayfer’le ilişkimiz. Ama çok güzel gidiyor...” diyorum. “Anladım...” diyor Mark. Sessizlik oluyor. “Biz de bazen Swinger yapıyoruz...” diyor Mark. “Peki o nasıl oluyor?” diyorum. “O da heyecanlı oluyor. Bir kere, hayata renk geliyor. Farklı hazlar, farklı tadlar. Anlarsın ya... Bazen, çok nadir tek bayan alıyoruz....” diyor. “İkisini birden sikiyorsun yani?” diyorum. Gülüyor. “Peki Julia kıskanmıyor mu?” diyorum. “Hayır, çünkü o da çok zevk alıyor. İkisine de yetiyorum!” diyor. Julia’ya dönüp, “Peki sen hiç iki erkek tarafından... anla işte, sikildin mi?” diyorum. “Evet, ama o erkeklerden biri hep Mark’tı. Kocamı aldatmadım yani. Aldatma gizlilik içinde olur. Oysa ben kocamın önünde yapıyorum ve bu aldatma olmuyor!” diyor. Haklı aslında...

Biraz sessizlik oluyor gene. Sonra Julia, “Günseli, şeey... Ben bir şey demek istiyorum?” diyor. “Söyle güzelim?” diyorum. “Ben, çok merak ediyorum Lezbiyen ilişkiyi. Benimle yapar mısın?” diyor. Gülümsüyorum. “Elbette. Ama kocan boş kalacak?” diyorum. “O izlemekten çok memnun olacaktır!” diyor. “Peki, nasıl istersen. Ama önce, duş almalıyız. Yani, hijyen çok önemli!” diyorum. “Tabi, tabi!” deyip kalkıyorlar. Duşun yerini gösteriyorum. Onları duştayken, ben de diğer odadaki duşa giriyorum. Ayfer uyuyor. Çok şey kaçırıyor aptal!

Az sonra Julia, “Günseeeli! Biz hazırız tatlım!” diyor. İniyorum aşağı, ikisi de çırıl çıplak. Julia’nın vücudu yaşına göre normal, biraz göbek bölgesinde çatlamalalar var. Selülitli bacakları. Ama Mark’ın yarağı gayet güzel. Julia’ya sarılıyorum. Juşia, “Günseli, bekle...” diyor, çekiyor kendini. “Odada yapmalıyız. Ve özür dilemekteyim ama, kamera kontrol etmeliyiz...” diyor. “Anlamadım? Ne kamerası?” diyorum. “Ya, biz paranoyak değiliz. Ama lütfen izin ver, kamera var mı yok mu bakmalıyız?” diyor. Tamam diyorum. Yukarı çıkıyoruz. Koridorun başındaki odada Ayfer götünde pireler uçuşa uçuşa uyuyor.

Ben giriyorum herhangi bir odaya. Bakıyorlar, paronoyak gibi arıyorlar bir suç aleti. “Bulamadınız mı?” diyorum. Julia geliyor, sarılıyor bana, “Özür dileriz, ama bu lazımdı...” diyor. Yavaşça Julia’nın dudaklarını öpmeye başlıyorum. Mark oturmuş, kalkık sikini okşuyor bize bakarak. Biz ayakta sevişiyoruz Julia’yla. Ellerim yavaşça kafasının arkasına doğru gidiyor. İyice yapışıyoruz birbirimize, Julia da benim boylarımda olduğu için memelerimizin birbirine değmesi sorun olmuyor. Benim memelerim çok daha büyük onunkilerden. Yavaşça dilimi ittiriyorum ağzına, alıyor, yalamaya başlıyor. Benim ellerim götünü sıkıyor kadının. Sonra boynunda gezintiye çıkıyorum. Emiyorum, morartırcasına boynunu. Salyalarım kuruyor boynunda. Aynı şekilde oda beni emiyor, “Ahhh, Günseli... Çok güzelmiş!” diyor. Yavaşça bir memesini tutuyorum. Onu ağzıma ilerletiyorum. Geniş meme halkalarını emmeye, uçlarını ağzımın icinde sıkıştırmaya başlıyorum.

Yatağa fırlatıyorum Julia’yı. Üstüne çıkıyorum, sonra sağ memesine geçiyorum. Aynı şekilde yaladıktan sonra, doğrulup, kendi memelerimi onun ağzına veriyorum. Yalıyor, elleriyle sırtımı okşarken Julia. İri memelerim ağzını dolduruyor. Memelerimi ayırıp, kafasını iki koca memenin arasına sokuyorum. “Nasılmış güzelim Lezbiyenlik? Ha birtanem söyle!” diyorum. “Harika Günseli, harika!” diyor. Sonra bebek gibi emiyor memelerimi. Yavaşça amcığımı onun amcığına getirip, ileri geri yapmaya başlıyorum. Sürtünmeyle devam ediyor sevişmemiz. Sanki onu ben sikiyorum. Julia’nın inlemeleri devam ediyor, “Ahh, çok güzel. Vajinam akıyor ahhh!” diyor. Vajina mı? Kulağına eğilip, “Kibar fahişe, Vajina değil, Amcık, Amcık!” diyorum. Sonra kulak memelerini yalamaya devam ediyorum. Halen kudurmuş gibi sürtüyoruz amcıklarımızı.

Sonra hemen olduğum yerde domalıp, Julia’nın amını ağzıma sokuyorum. Küçücük bir amı var. Avuç içi kadar. Bir elimle kapatabiliyorum onun amını. Dilim Julia’nın amında gezerken, arka deliğimde bir yarak gezinmeye başlıyor. Mark dayanamamış, arkama geçmiş. Yarağını tükürükleyip yavaşça sokuyor götüme. 'Ahh!' diye bir ses çıkarıyorum. Julia, gözlerini açıp, kocasının bana pompaladığını görüyor. Gülümsüyor. Ben Julia’nın amını yalamaya devam ediyorum. Mark kudurmuş gibi, hırlayarak sikiyor götümü. İki elimle dudaklarını ayırıp, dilliyorum amcığını Julia’nın. Arada ağzımı çekip, inliyorum. Julia kalkıyor, domalıyor önümde. Şimdi iki deliği de karşımda. Bu sefer göt deliğini yalamaya başlıyorum. Onun da göt deliği en az benimki kadar geniş. Yaladıkça büzüğünü kapatıyor Julia.

Mark yarağını götümden çıkarıp, sırtüstü yatmamı istiyor. Yatıyorum. Bacaklarımdan tutarak beni yatağın kenarına çekiyor. Bacaklarımı ayırıp amıma giriyor busefer. Julia ise amını yüzümün üstüne getirip, amcığıyla benim ağzımı sikmeye başlıyor. Mark durmuyor, halen pompalıyor amcığıma. Julia’nın am suları benim ağzımda, şırıl şırıl akmaya başlıyor. Ziyan etmeden yutuyorum. Julia birden sara hastaları gibi titriyor, sarsılıyor, yüzümden kalkıp kendini yatağa atıyor. Sanki sudan çıkmış balık gibi kıvranıyor yanımda. Julia sakinleşince, pozisyon değiştiriyoruz. Mark Julia’nın amına boşalırken, ben de Julia’nın ağzına akıtıyorum orgazm sularımı...

sikin beni 9


Benim karnım acıkıyor hafiften. Mutfağa bakıyorum. Hiçbir şey yok. “Acıktım ben aşkım!” diyorum. Ayfer kalkıyor, çırılçıplak geliyor. “Bebeğim hiçbir şey yok ki evde...” diyor. Ona, “Hadi gel, yemeğe götüreyim seni! Arabamız da var.” diyorum. “Tamam!” diyor, içeri gidiyor. Çok şık siyah bir elbise giymiş. Biraz makyaj yapınca o kadar güzel oluyor ki... Ben de, “Keşke bu kadar güzel giyinmeseydin yaa!” diyorum. Çünkü bende sadece bir pantolon var. “Merak etme! Ev arkadaşım tam senin boyutlarında.” diyor. İçeri gidiyor. Yeşil tonlarında bir elbise getiriyor. Onu giyiyorum. Biraz dar, ama bu benim vücut hatlarımı dahada belli ediyor.

Hemen atlıyoruz arabaya. Elimi tutuyor. Ona, “Nereye gidelim?” diyorum. “Aşkım, balık mı yesek rıhtımda?” diyor. “Rıhtıma ne gerek var ya, bu kadar güzel giyinmişiz. Gel düzgün bir yere gidelim!” diyorum. Ve sürüyorum arabayı. Sahilde, boğazda, oldukça lüks bir balık lokantasına gidiyoruz. “Günseli, ne yapıyorsun? Ben ödeyemem buranın parasını!” diyor. Bakıyorum ona, “Saçmalama. Ben öderim. Ne olacak aşkım?” diyorum sessizce. Oturuyoruz. Şansımıza, denize bakan bir masa kalmış. Garson geliyor. Şarap söylüyorum. Kırmızı. Ve balıklarımızı seçiyoruz. Ayfer, “Bu şehre hayranım ya... Müthiş bir şehir!” diyor. “Öyle!” diyorum şaraptan bir yudum alırken. “Peki nasıl ödeyeceğiz buranın parasını?” diyor. “Bak güzelim. Benim bir sevgilim var. Kendisi çook zengin. Bu konuda hiçbir sıkıntın olmasın!” diyorum. “Tam orospusun ya!” deyince, kahkaha atıyoruz. Konuşa konuşa yiyoruz yemeğimizi.

Konuşurken konu hayata geliyor. Aslında ne kadar dağınık bir hayatım olduğunu fark ediyorum. Duygulanıyorum. Aslında evet, bir orospuyum. Resmen dost hayatı yaşıyorum. Ama çok memnunum. Seks bakımından doyuyorum, para desen hiç sorun değil. Ahmet'in tehditleri hayatımdan zorlada olsa çıkarılmış. Aşk yok hayatımda. Yeride yok. Gerek yok. Ama o da var sanki. Ayfer çok güzel kız. “İlla aşık olmak için karşı cins mi gerekli?” diyor bana Ayfer. Doğru belki de...

O kadar tatlı bir kız ki. Yemeğin sonunda ona teklif ediyorum. “Ayfer, sana yardım etmeme izin ver. Para, pul, sorun değil!” diyorum. Ayfer şaşırıyor. “Ne demek bu?” diyor. “Benim de mi Eskort olmamı istiyorsun?” diyor. “Saçmalama güzelim. Sadece sevgilim ol! Gerçek anlamda!” diyorum. “Öyleyiz zaten!” diyor, bir yudum daha alıyor. “O zaman sana yardım etmeme izin ver... Gel tatile çıkalım. Fatih’in bana verdiği anahtarlar var. Orada bir yazlığım var. İstediğin kadar kalalım. Ne dersin?” diyorum. “Bunu daha sonra konuşalım...” diyor. Ve kalkıyoruz.

Arabaya biniyoruz. Elimi tutuyor. Gözlerime bakıyor. Bu kız bana aşık mı oluyor? Bilmiyorum ama çok güzel bir his bu. Unuttuğum bir his. Birinin bana sevgiyle bakması. Sürüyorum arabayı. Evinin önüne geliyoruz. “Gelsene yukarı aşkım!” diyor. “Yok aşkım, eve gitmem lazım!” diyorum. “Yaaa! Söz vermiştiiin!” diyor. Cilve yapıyor bana. “Olmaz, belki sonra gelirim. Dikkat et kendine aşkım...” diyorum. Dudaklarıma bir öpücük koyuyor. “Sen de! Ya, arabayı burada bıraksan? Alkollüsün, taksiyle git!” diyor. “Olmaz, karşıya geçeceğim aşkım!” diyorum. “Eve varınca araa!” diyor. “Tamam!” diyorum, ve sürüyorum evime doğru.

Eve çıkıyorum. Çok mutluyum nedense. Kızım uyumuş koltukta. Onu uyandırma istiyorum. Uyanmayınca kucaklıyorum, halen küçük bir kız çocuğu sanki. Yatağına yatırıyorum. Oğlan uyumuş. Ve ben, bir kadeh daha şarap içiyorum. İş telefonumu kırıyorum. Benim için çok yeni bir hayat başlıyor!

Önümüzdeki bir iki hafta, Ayfer’le geziyoruz, tozuyoruz. İki sevgili gibiyiz. Ufak öpüşmeler dışında sevişemiyoruz bir türlü fırsat bulup. Ama çok özledim ben... Fatih, halen yurtdışında. Yurtdışında aldığı bir ihaleyi yürütmek için orada bulunuyor. Arayayım diyorum, bakayım ne yapıyor. Arıyorum, telefonda bir kadın sesi, “Aaa! Nagehaan!” diyor. Tanıyamıyorum. “Benim ya, Canan!” diyor. “Aa, kız? Senin ne işin var len orda?” diye şaka yapıyorum. Biraz bozuluyorum aslında. “Ya güzelim hiç sorma, Fatih beni de getirdi buraya. Rusya’dayız tatlım!” diyor. Beni kıskandırmaya çalışıyor fahişe. “Ne yapıyorsun sen, Eskortluğa devam mı?” diyor. “Hayır!” diyorum. Fatih alıyor telefonu, “Naber güzellik?” diyor. “Beni niye almadın?!” diye hesap soruyorum. “Sinirlendin mi? Ya, şey... Burada uzun süre kalıyorum da, senin durumun gelmeye müsait değil biliyorsun...” falan diyor.

İtiraz edemiyorum daha fazla. Para herifin, kimi isterse götürür. “Sen neler yapıyorsun canım?” diyor. Hakkını yememek lazım, çok kibar adam. “Hiiç. Takılıyorum öyle...” diyorum. “Ya, yazın da bitmesine az kaldı. Gitsene yazlığa?” diyor. “Bilmem, bakarız...” diyorum. Aslında ben bunu daha önce niye düşünemedim? Hem Ayfer’i de alırım yanıma. Hemen arıyorum Ayfer’i. “Haftasonu gidiyoruz!” diyorum. “Nereye aşkım?” diyor. “Yazlığa. Birkaç gün tatil yapalım!” diyorum. Önce itiraz ediyor, sonra kabul ediyor. “Yarın buluşalım mı?” diyor. “Yarın sevişemeyiz de, alışveriş yapalım azıcık!” diyorum.

Çıkıyoruz ertesi gün. 3-4 bikini takımı alıyoruz. Biri siyah, arkası tangalı. Onu Ayfer’ e alıyorum. Kendimede siyah beyaz mavi yeşil bikiniler alıyorum. Ayfer çok mutlu. Güzel güzel elbiseler alıyorum ona da, kendime de. Sonra yürürken 'Seks Shop' yazısı takılıyor gözüme. “Aşkım, girelim mi?” diyorum. “Olur!” diyor, giriyoruz. Tezgahtar bir erkekle karşılaşmayı düşünürken, orta yaşlı bir kadın geliyor. “Nasıl yardımcı olabilirim hanımlar?” diyor. Hemen bakıyorum. Neler var neler. Belden bağlamalılar, dildolar. İki tane dildo alıyoruz, biri 15 cm, diğeri 20 cm. Benim gözüm belden bağlamalıya gidiyor. Bir tane zenci yarağı alıyorum. Çok enteresan şeyler var. Kelepçe alıyorum bir tane de. Ayfer izliyor öylece. Kayganlaştırıcılar, azdırıcılar. Hepsinden alıyorum. Bir tane şişme erkek alıyorum. Tamamen meraktan. Ödüyoruz, çıkıyoruz.

Sonra evine bırakıyorum onu. “Ne zaman gidiyoruz güzelim?” diyor. “Ya haftasonunu boşver, yarın çıkalım!” diyorum. “Arabayla mı?” diyor. “Evet, ne olacak ki?” diyorum. “Sen sürmeyi biliyorsun değil mi?” diyorum. “Evet de, ehliyetim yok...” diyor. “Sorun değil aşkım!” diyorum. Ve eve bavulumu hazırlamaya gidiyorum.

Kızım evde. Ona şirkette işimin çıktığını söylüyorum. Beni Fatih’in şirketinde çalışmaya başladım diye biliyorlar. “Tamam anne!” diyor, oğlan babasında zaten. Ertesi gün oluyor. Sabah 6 gibi uyanıyorum, karşıya, Ayfer’i almaya gidiyorum. Ayfer daha uyanmamış. “Ohooo! Bu ne ya. Uykucusun sen!” diyorum. Ayfer hemen kalkıyor, evine çıkıyorum. “Ben hemen hazırlanırım!” diyor. Ev arkadaşı gene yok evde. Odasına giriyor, bavulunu iyiki geceden hazırlamış. Üstünü çıkarıyor, amındaki kıllar dikkatimi çekiyor. “Ay kusura bakma, birkaç gündür alamadım...” diyor. “Sorun değil, benim de amım kıllı aşkım!” diyorum. “Alırız orda!” diyor, hemen içeriden jiletleri koyuyor. Ve çıkıyoruz yola.

Biraz o, biraz ben kullanıyorum arabayı, 12 saatte varıyoruz Bodrum’a akşamüzeri. Yorulmuşuz. Eve giriyorum, evde eşyaların üstünde beyaz örtü var. Onları bile kaldırmadan, olduğumuz gibi yatıyoruz Ayfer’le. Ertesi sabah uyanıyorum. Burnuma süper kokular geliyor. Ayfer, “Kahvaltın hazır!” diyor. İniyorum. “Nereden buldun ya bunları?” diyorum. Amma maharetli kız. Neler yapmış neler. “Ben de şaşırdım. Herşey var dolapta. İçkiler, yemekler. İlk kez mi geliyorsun buraya? Emin misin?” diyor. Meğer Fatih gündelikçi kadına herşeyi aldırmış. Düşünceli sikicim benim.

Havuzun suyu bile doldurulmuş. Kısacası her şey çok güzel. Kahvaltımızı ediyoruz. Ve Ayfer kalkıyor. “Yaa, ben seni çok özledim!” diyor kucağıma oturuyor. “Aşkım, ben de seni! Ama geceye sakla kendini. Bu gece inanılmaz şeyler yaşayacağız!” diyorum. “Ne yani, sevişmeyelim mi?” diyor. “Beklee!” diyorum. Kalkıyorum, odaya çıkıyorum. Bikinimi giyiyorum. Biraz da kremlenip, aşağı iniyorum. Havuza giriyorum, rahatlıyorum. Ayfer de geliyor sonra. Memeleri taşıyor kızın bikiniden. Arkası tangalıyı giymiş. “Baaak!” diyor, dönüyor götünü. İnanılmaz bir götü var. O da giriyor havuza. Şakalaşa şakalaşa yüzüyoruz. Sonra biraz güneşleniyorum. Ayfer iki bira getiriyor, hem biralarımızı yudumluyoruz, hemde eğleniyoruz.

Ayfer kalkıyor, “Yaa, kimse görmez değil mi?” diyor. “Yok ya ne olacak, hem neden ki?” diyorum. “Hiiç, çıplak güneşleneceğim de!” diyor. “Tamam aşkım!” diyorum, çıkarıyor. O süt beyazı memeleri güneş alıyor. Sonra bana dönüyor. “Sen de çıkarsana!” diyor. Hemen çözüyorum bikinimi. Benim de memelerim fora. Memelerimize dokuna dokuna güneşin tadını çıkarıyoruz.

“Sevgilim?” diyor bana. “Efendim aşkım?” diyorum. “Ya, bir şey soracağım...” diyor. Meraklanıyorum. “Sor!” diyorum. “Seks oyunu oynayalım mı?” diyor. Doğruluyorum. “Oynayalım birtanem... Ama nasıl bir oyun?” diyorum. Hemen doğruluyor. “Birbirimizin kocası olalım mesela bir hafta. Takma yarağımız yok mu? Vaar! Onu takalım, birgün sen, bir gün ben koca olalım. Çok eğlencez yaa!” diyor. “Tamam aşkım, bana uyar. Ama söyleyim, fena sikerim!” diyorum. “Tamam aşkım!” diyor. Kalkıyor, belden bağlamalı straponu kutusuyla getiriyor. Heyecanla açıyor. Bir tane kullanma kılavuzu var. Elime alıyorum. “Vaay, kocaman birşey kız bu. Ben alırım da, sen zor alırsın o daracık amınla!” diyorum. “Deneyeliim?” diyor.

Hemen takıyorum belden bağlamalıyı. Sıvazlamaya başlıyorum önümdeki zenci yarağını. Dayanamıyor o da. “Aşkım, hadi gel odaya geçelim!” diyor. Hemen kalkıyoruz, götünü kırıta kırıta yürüyor zilli. “Kız zilli, fenasın sen ya!” deyip dudaklarına yumuluyorum. Bana resmen cilve yapıyor kız. “Kocacığım!” diyor. “Kocacığın kurban olsun sana aşkım!” deyip, yumuluyorum amına. Yalıyorum dibine kadar. Ayfer inliyor, “Ahhh, yala aşkım... Yala bebeğğiiim!” diyerek bana ayak uyduruyor. Zilli ya... Çok tatlı kız. Yavaşça memelerine yumuluyorum. Baldan tatlı... Uçlarını sömüre sömüre yalıyorum. Sonra, “Kız orospu, al bakayım ağzına siki. Nasıl yalıyorsun göster bakayım!” diyorum. Hemen önüme çöküyor. Alıyor straponu. Ben de saçlarını okşuyorum. Yalıyor, ama acemi. “Yarak öyle yalanmaz aşkım. İyice sömürceksin. Hah. Al ağzına. Şimdi dille arkasını. Dibine kadar al... Ohhh!” diyorum.

Öğürüyor. “Ay kusacağım yaa!” diyor. “Yala yala, ohhh. Güzel orospum benim!” diyerek kafasından tutarak küçücük ağzını sikmeye başlıyorum. Yarağın ipi amımın arasına giriyor. Bazen inip amımı yalıyor. Ayfer inlemelerle yalıyor yarağımı. “Nasıl aşkım? İyi yalıyor muyum?” diyor. “Aferin sana, sana gerçek bir yarak bulalım yaa!” diyorum. “Olmaz, bak sen varsın işte. Benim kocam ol!” diyor. “Kalk bakayım ayağa!” diyorum. Kalkıyor. Biraz dudaklarını öpüyorum. Yatırıyorum yatağa. Ayırıyorum bacaklarını. Elimle straponu hizalıyorum. Yavaşça sokmaya başlıyorum. Amının suluğu sayesinde birazda zorlanarak alıyor azman gibi yarağı.

“Ohhhhhhh! Aşkımmmm! Günselim benimmmm... Ihhhh!” diyor. “Kocacığım de kız. Kocacığım de!” diyorum. “Kocacığım, her şeyim. Aşığım sana... Ay yavaş, canımı yakıyorsun!” diye kıvranıyor altımda Zilli. Memelerini sömüre sömüre sokuyorum amına. Ona girdikçe, benim memelerim sallanıyor. Yavasça çıkarıyorum içinden. Daracık am kasları, toplamaya çalışıyor kendini. “Domal orospum!” diyorum. Domalıyor. Göt deliği o kadar dar ki... “Kız, parmak ta mı sokmadın buna?” diyorum. “Yok aşkım, çok acıyor. Çek onu ordan!” diyor. “Sürtüyorum kız, ohhh, nede güzel benim sevgilimin delikleri!” diyorum. “Öyledir aşkım. Ay içim bir hoş oluyooor!” diyor. “Sokayım mı götüne?” diyorum. “Yok, amıma sok!” diyor. Sokuyorum amcığına. Saçlarını tutuyorum, çekiyorum. Sikiyorum amını kızın. İnliyor, böğürür gibi. Arada iyice kapanıp üstüne, dudaklarını öpüyorum. Çok tatlı dudakları var yaaa!

“Geliyorum aşkım! Geliyorum! Geliyoruuum!” diyerek boşalıyor. Boşaldığını kasılmalarından anlıyorum. Karnı bir inip, bir kalkıyor. Kendini yatağa fırlatıyor. Biraz yarak sulanmış Ayfer’in amcığından dolayı. Hemen sokuyorum ağzına. “Imm, amımın suları da güzelmiş yaa...” diyor. “Em bebeğim, em...” diyorum. Ayfer emiyor yarağı. Sonra çıkarıyorum straponu. Uzanıyoruz yatakta. Sigara içiyoruz. Başını benim memelerime koymuş. Öylece uzanıyor. Eli amında. “Doymadın mı aşkım?” diyorum. Hemen dönüyor. Bir mememi ısırmaya başlıyor. “Yerim ben bunlarııı!” diyor, ısırıyor. Ahhh, canım yanıyor. Ama olsun. O emdikçe ben ona daha fazla sarılıyorum. Sonra iniyor amıma. Kıllı amımı yalıyor, arasına dil darbeleri atıyor. Bu kız süper emiyor! O emdikçe ben kasılıyorum, yatakta belim kalkıp iniyor. En sonunda herzamanki tazyikli boşalmam geliyor. Ayfer yakalayabildikçe yakalamaya çalışıyor amımın çeşme gibi akan sularını.

Sonra kalkıyoruz. Havuza giriyoruz. Okşamaya devam ediyoruz birbirimizi, ki kapı çalıyor. Ben kalkıyorum, bikinimin altını, üstünü giyip kapıyı açıyorum. Karşımda iri yarı bir adam. Beni görünce afallıyor. “Yav, abla, Fatih abim orda mı?” diyor. “Yok!” diyorum. “Ablam ben bu sitenin görevlisiyim de, benim hanım baktıydı eve, birşeyiniz eksiğiniz gediğiniz yoktur umarım?” diyor. “Yok ablacığım, sağol!” deyip yolluyorum adamı, havuza dönüyorum.

Sonra tekrar kapı çalıyor. Bu kim gene yaa! Kalkıyorum. “Ablam merhaba!” diyor. Gündelikçi kız. Hale adı. Böyle kısacık, ama sütun gibi hatun. Başında örtüsü, bordo tişörtü. Altında da bol eteği. “Hoş geldin!” diyorum. Geçiyor içeri. Bu karı da nerden çıktı yaa! Ayfer geliyor, memeleri fora. “Ay kimmiş o canım?” diye, Hale’yi görünce, “Ay pardon!” deyip kapıyor memelerini. “Ablam boşver, aç memeleri, salver gitsin gari!” diyor kız. Gülüşüyoruz. “Siz geçin, ben yemeğinizi neyin hazırlarım!” diyor kız. Geçiyoruz. Ayfer, “Ay kıza da ayıp oldu!” deyip giyiyor bikinisinin üstünü. “Ayıp tabi, kıza her yerini gösterdin Zilli!” diyorum. Gülüşüyoruz tekrardan. Sonra gene uzanıyor.

1-2 saat geçiyor, kız halen evde. “Ay ne zaman gidecek bu ya?” diyor Ayfer sürekli. “Az sabret, çalışıyor işte kızcağız!” diyorum. Taş çatlasa 20 yaşında kız. “Haleee!” diye sesleniyorum. “Efendim ablam?” diyor. “İki bira getirsene canım ya!” diyorum. Getiriyor biraları. Oturuyor yanımıza, ben davet ediyorum. “Ay abla... Fatih abim gelmezdi hiç buralara uzun zamandır...” diyor. “O gelmeyecek ki tatlım!” diyorum. “Ee, siz kimsiniz? Yoksa Fatih abimin karılarından mısınız?” diyor. “Ben öyleyim, bu da arkadaşım Ayfer!” diyorum. El sıkışıyoruz tekrar. “Bira içiyormusun sen?” diyorum. “Yok ablam!” diyor. “Niye ya? Günah falan diye mi?” diyorum. “Yok be abla, beni etkiliyor. Arada benim herif içiriyor, sonra çatır çatır sikiyor!” diyor. Gülmekten altımıza işeyeceğiz nerdeyse. “İç iç, burada kimse sikemez seni!” diyorum, gülmekten kendimi zor alıkoyarak.

İçiyor benimkinden. “Ama abla, bir sigaranı yakarım!” diyor. “Al kuzum!” diyorum, yakıyor. Öksürmeye başlıyor. “Bu ne yaa!” diyor. “Nası sigara abla bu? Nasıl içiyonuz bunu?” diyor. “Ağırdır biraz, ama merak etme içinde birşey yok deyip gülüyorum. Muhabbete başlıyoruz tekrar. Kız çok tatlı. Ama kocasından çok şikayetçi. Ayfer, “Ee, şikayet ediyorsun da, çatır çatır sikiyormuş baksana!” diyor. “Abla, hemde ne biçim! Benim herifte at yarağı var sanki. Yırtıyor valla her girişte... Kanata kanata sikiyor!” diyor. “Memnun değil misin? Bak ne güzel işte!” diyorum. “Memnunum abla, diğer köylü karılarının alamadığı zevki veriyor bana! Hepsinin işi 5 dakikalık. Ama benim aygır öyle mi? 2 saat pompaladığını bilirim!” diyor. “Kaç santimdir senin kocanın yarağı?” diyorum. “Onu bilemem, ama nah kolum kadar!” diyor. “Abartma kız Zilli!” diyorum. Gülüşüyoruz.

Sonra kalkıyor. “Ablam çok sağol, uğrarım ben gene!” diyor. Kalkıyor, gidiyor. Yemeği hazırlamış. Kalkıp yemeği yiyoruz. Ayfer gene soyunuyor. Artık akşam oluyor. O gün ben sevişmek istesem de, Ayfer, “Ya, boşver, belki sonra sevişiriz gene!” diyor. Ee, ne yapacağız evde? Sıkılırım ki ben. “Madem öyle, hadi kalk, Bodrum’a iniyoruz!” diyorum. Hemen kalkıyor Ayfer, üstüne yeşil bir elbise giyiyor, güzel de bir makyaj. Fıstık gibi valla. Görünce kalkıp götüne tokatı yapıştırıyorum. “Ne güzel olmuşsun sen!” diyorum. “Kıskandın mı?” diyor, “Evet, hemde çok!” diyorum, bir öpücük koyuyorum dudaklarına. Sonra kalkıp ben de giyiniyorum. Mavi bir elbise, incecik. Altıma da aynı renkte bir tanga. Çıkıyoruz beraber...

sikin beni 8


Ertesi gün öğlene kadar uyuyorum. Uyanıyorum sonra. Biraz kahvaltı ediyorum. Pelin geliyor aklıma. Arıyorum, “Nerdesin tatlım?” diyorum. “Evdeyim!” diyor. “Geleyim mi yanına? Biraz otururuz?” diyorum. “Tamam!” diyor, ev adresini veriyor. Evi karşıda onun. Hemen hazırlanıyorum, çıkıyorum. Lanet trafik! Günün her saati full yollar. Karşıya geçmem zaman alıyor. Verdiği adrese kendi arabamla gidiyorum. Evin önüne geliyorum. Ve çıkıyorum apartmana.

Pelin, gündelik ev kıyafetleriyle açıyor kapıyı. Beyaz bir tişört, altında siyah tayt. “Hoş geldin!” diyor öpüyor beni. İçeri geçiyoruz. “Günseli, bu evde iki kızız biz. Ev arkadaşım var...” diyor. “Senin Lezbiyen olduğunu biliyor mu?” diyorum. “Yok!” diyor. Oturuyorum bir koltuğa. Ev çok sade. Küçük bir televizyon, iki koltuk. Yerde minderler. Tam bir öğrenci evi. “Birşey içer misin?” diyor. Çay koymaya gidiyor. Ben de TV’yi açıyorum. Elinde iki kupayla geliyor. Oturuyor diğer koltuğa. “İşte evim! Gezdiririm daha sonra. Gezdirilcek bir şey yok gerçi...” diyor. Çaylarımızı yudumluyoruz. Pelin artık benim sevgilim. Anlatmam gereken şeyler var. Kupayı koyuyorum yana.

“Pelin, anlatmam gereken şeyler var sana. Belki bundan sonra görüşmek istemezsin benimle...” diyorum. Pelin ilgiyle dinliyor beni. Cafeyi, Ahmet’i... Sonra Eskortluğumu. Halit’i, Hamit’i. Levent’i. Fatih’i. Herşeyi anlatıyorum. Arda’yı ve diğer gençleri. Kocamı... Herşeyimi öğreniyor. Kızımı, oğlumu... Şaşırıyor. En çokta Levent konusunda. “Yani anlayacağın, ben bir orospuydum!” diyorum. “Sorun değil benim için! Geçmişte ne yaşadığın beni ilgilendirmez!” diyor. Çok tatlı bir kız. Resmen saygı duyuyor bana. “Sen çok iyi birisin Günseli, ama bence, sen bir Nemfomansın!” diyor. Bilmiyorum, sahiden öyle miyim? Belki? Biraz daha konuşuyoruz. Herşey hakkında, aşk, meşk, seks...

Sonra kalkıyoruz. “Hadi gel, sana evi göstereyim!” diyor. Önce ev arkadaşının odasına bakıyoruz. “O nerede?” diyorum. “Şu sıralar memleketinde, Ankara’da!” diyor. Onun odasında çift kişilik yatak var. “Bazen nişanlısı geliyor!” diyor. Gülümsüyor. Sonra kendi odasına geçiyoruz. Aslında Webcamdan az buçuk biliyorum onun odasını. Bir yatak, çalışma masası, üstünde ağır ağır kitaplar, posterler, ve laptop. Yatağına oturuyorum. O da yanıma oturuyor. Sessizlik. Çıt yok. Saçlarımı okşamaya başlıyor. Ben önüme bakıyorum. Sonra yavaşça kendine çekiyor beni. Dudaklarımız birbirine kavuşuyor. Öyle güzel öpüyor ki dudaklarımı. Salyalarımız birbirine dolaşıyor. Alt dudağımı emiyor, sonra onun alt dudağı benim dudaklarımın arasına giriyor. Çok güzel öpüşüyor Pelin. Yavaşça boynuma iniyor. Tam yatağa uzanacakken, “Tatlım, istersen duş alalım?” diyor.

“Olur!” diyorum. Yavaşça kalkıyorum. Üstümü, pantolonumu, sütyenimi çıkarıyorum. Külodumuda çıkarıyorum. Biraz ihmal ettim etek traşımı. Ve Pelin soyununca, inanamıyorum. Manken kadar güzel bir vücut. İnanılmaz vücut hatları. İncecik bel, büyük, hatta kocaman göğüsler. Bel gamzesi bile var. Kalçaları yusyuvarlak. İnanılmaz... Traşlı amcığı... “Ben böyle bir vücut Bodrum’da bile görmemiştim!” diyorum. Gülümsüyor. Ve dönüyor arkasını, duşa giriyor. O duştayken ben de biraz yatakta oyalanıyorum. Odasına bakıyorum. Beş dakika sonra çıkıyor. “Senden bir şey rica etmem lazım Günseli, malum, öğrenciyiz. Lütfen suyu fazla harcama...” diyor. Gülümsüyorum. Her yerimi yıkıyorum. Beş dakika sonra da ben çıkıyorum, saçlarım bozulmasın diye dokunmamışım saçlarıma.

Yavaşça yatağa oturuyorum. Sonra sarılıyoruz tekrar. Çok güzel bir sabun kokusu kızda. Yavaşça elimi sırtına götürüyorum. Öpüşmemize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Uzun uzun, dillerimiz birbirine dolanık, güzelce öpüşüyoruz. Yavaşça beni yatağa yatırıyor. Ve dilini boynumda gezdirmeye başlıyor. Islaklıklara hafif nefesler veriyor, bu beni çıldırtıyor. Kulak memelerimi, arkasını yalıyor. İnanılmaz sevişiyor! Kendiliğinden, tahrik olmamdan sulanıyor amım...

Dili memelerime inmeye başlıyor. Yavaşça üstüme çıkıyor, hani, benim yarağım olsa alacak içine. Uçları her daim dik memelerimi emmeye başlıyor. Yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara yalıyor memelerimi. İkisini birden okşuyor, hafifçe sıkıyor uçlarımı. Gülümsüyor. Sonra tekrar dudaklarıma. Ben böyle seviştiğimi hatırlamıyorum! Yani, bir şeyler farklı. Bir an önce beni sikmek isteyen, içime sokmak isteyen biriyle sevişmenin ne kadar salakça olduğunu hatırlıyorum. Pelin’in ruju biraz memelerime siniyor. Memelerim. Hiç bu kadar güzel yalanmışlar mıydı? Hatırlamıyorum. İkisini birden sıkıyor halen Pelin. “Meme yalamaya hastayım ben aşkım! Saatlerce yalayabilirim!” diyor. Sonra kendi, iri memelerini benim memelerimin üstüne getiriyor. Sürtmeye başlıyor. Meme uçlarımız birbirine değiyor resmen. Çok güzel, çok farklı... Sıcacık bir kız Pelin. Farklı bizden. Ama hiç önemli değil ki bu. Artık benim sevgilim...

Yavaşça memelerimi bırakıyor. Bir parmağını, ojeli parmağını ağzıma sokuyor. Tırnakları çok uzun. “Takma mı tırnakların birtanem?” diye soruyorum. “Hayır canım!” diyor. Yavaşça dili şerit halinde göbeğime iniyor. Benim ellerim onun saçlarında. Yavaşça okşuyorum. Resmen kız tadımı çıkarıyor. Sonra, amıma gelmeye yakın, tekrar dudaklarıma yapışıyor. Daha iştahlı bu sefer. Sanırım amcığım onu iştahlandırıyor. Öpüyor uzun uzun. Ve bir parmağını amcığıma sokuyor. “Ah!” diye bir ses geliyor benden. Gülümsüyor. Benim gözlerime bakarak, ittiriyor bir parmağını içime. “Çok sıcaksın sevgilim!” diyor. Hızlanıyor parmağı. Tırnakları biraz acıtıyor, ama çok güzel parmaklıyor içimi. O parmakladıkça benim gözlerim kayıyor. “Geniş aşkım amın...” diyor. “Öyle, doğum, yarak... Herşey genişletti...” diyorum. Gülümsüyor tekrar. Çok tatlı gülümsüyor ya!

Yavaşça ikinci parmağı giriyor amcığıma. Benim inlemelerim çoğalıyor. “Fazla inleme birtanem, biri duyar!” diyor. Ve pencereyi kapatıyor. Şimdi daha rahatız. Perdeyi de çekiyor. Biz bu zamana kadar perde açık mı sevişmişiz? Aldığım zevkten farkında bile değilim. Pelin’in uzun parmakları benim amımı yara yara giriyor. “Ahhh! Pelin! Süpersin aşkım!” diyorum. Pelin tekrar dudaklarıma yapışıyor. Yavaşça kasılmaya başlıyorum. “Birşeyler geliyor demek...” diyor, eğilip klitorisimi ağzına alıyor. “Ahhh! Pelinnnn!” diyerek, tüm sularımı Pelin’in ağzına bırakıyorum. Pelin neye uğradığını şaşırıyor. “O neydi yaa!” diyor. “Boşaldın mı, yoksa işedin mi aşkım?” diyor. Ben zevkten sesim titreyerek, “Bo.. Boşş. Boşaldımmm!” diyorum. “Hiç böyle boşalan bir kadınla sevişmemiştim! Pornolarda olur zannederdim!” diyor. Ben yığılıyorum yatağa. Amım halen kasılıyor. Orgazmdan sonra hala belim kalkıp iniyor.

Pelin, vıcık vıcık amımı dilemeye başlıyor. Sonra kalkıyor yerinden. Bir selpak alıp, tertemiz yapıyor amımı. Ben ise kendimi tamamen ona bırakmışım. Sonra, elini kullanarak ayırıyor amımın dudaklarını. “Çok kabarık. Çok etli. Çok güzel!” diyor. Ve arasını dilemeye başlıyor. O diledikçe, memelerimi sıkıyorum. İki parmağını birleştiriyor. Beni hafifçe pozisyona getiriyor. Ve içime sokuyor. Daha derine ulaşmak istiyor. Öyle bir noktaya geliyor ki Pelin, çok çok farklı bir his bürüyor bedenimi. Ateşler basıyor. İçimden zevkten bağırmak geliyor. Bağırıyorum. “Harikasınnnnnn!” diyorum. Pelin’in parmaklarının ilk boğumdan kıvrıldığını hissediyorum. Ve bu sefer daha gürül gürül, boşalıyorum...

Pelin gene selpakla siliyor amımı. “Ne yaptın sen yaa?” diyorum. “G-Noktası tatlım. Oraya ulaşmak zor oldu...” diyor benim göbeğimi öperken. Ben biraz toparlanıyorum. Halen zangır zangır titriyorum aslında. Pelin gülümsüyor. “Ara verelim istersen?” diyor. Kalkıyor. Ben yatakta yığılmış bir halde yatıyorum. Sonra geliyor tekrar. Elinde bir sigara. “Toparlanabildin mi?” diyor. Ağzındaki sigarayı alıyorum. “O kadar yarak yedim. Her yerde sikildim. Ama böyle orgazm olmadım!” diyorum. Gülümsüyor. Ona, “Benim bu orgazm karşılığında sana teşekkür etmem gerekli!” diyorum. Yarım sigarayı söndürüyorum. Ve altıma yatıyor Pelin...

Ben de Pelin’in vücudunu okşuyorum önce. “Müthiş bir vücudun var. Manken olmayı düşündün mü hiç?” diyorum. “Aşkım, benim adım Pelin değil! Ayfer!” diyor. O da Nickname takılanlardan. “Tamam balım. Hiç düşündün mü?” diyorum. “Hayır.” diyor. Yavaşça memelerine yumuluyorum. O kadar güzel ki tadı. Fındık kadar ucu, sanki silikon takılmışcasına dik memeleri benim çok ilgimi çekiyor. “Nasıl bu kadar güzel olabiliyorlar?” diyorum. “Her banyodan sonra soğuk suyla masaj yapıyorum. Bence sen de denemelisin!” diyor. “Evet Ruslar haklıymış. Soğuk su gerçekten çok güzel yapıyor vücudu!” diyorum. Gerçektende öyle.

Ayfer’in memelerini ısırmaya başlıyorum. Yavaşça dişliyorum uçlarını. Şimdi, onun elleri benim saçlarımda. Yavaşça memelerinin ikisini de birleştiriyorum. Ayfer, kafası geride, yalanmanın tadını çıkarıyor. Hafifçe iniyorum aşağılara. Aynısını yapıyor ve amına geliyorum. Amı çok güzel. Pespembe. Dışı da öyle. Benim zamanla deforme olmuş amım gibi değil. Yavaşça küçük dudakları emmeye başlıyorum. Ayfer bir inliyor ki... Öyle içten bir inleme olamaz. Ayırıyorum amını. Klitorisi benimkinden daha küçük. Önce onu ağzımın içine hapsediyorum. Uzun uzun emiyorum. O klitoral orgazma alışmış anlaşılan. Zaten evli olmayan kadınlar vajinal orgazma daha geç ulaşıyorlar. Benim klitorisini uyarmam sonucu, Ayfer’in ağlar gibi inleyerek boşalması bir oluyor. Gözle görülür bir sıvı boşalması olmuyor. Ama deli gibi karın kasları kasılıyor. Bir ben fışkırarak boşalıyorum herhalde...

Yavaşça amının sularını yalıyorum. Ve elimi memelerine atıyorum. O da yığılıyor yatağa... Tekrar memelerini yalamaya başlıyorum. Bir parmağımı sokuyorum amına. Gerçekten çok dar. Hatta fazla dar. “Çok dar aşkım amcığın!” diyorum. “Öyle meleğim...” diyor. Ben de G-Noktası denen yeri bulmak için içinde gezintiye çıkıyorum. Ve aşırı uyarıldığı noktayı bulup, oraya baskı yapmaya başlamam sonucu, elime boşalması bir oluyor. O da yatakta inip kalkıyor. “Ahhh! Ihhhh! Günseli! Harikasın! Ahhh! Parmakla beni! Parmaklarınla siik! Ahhh!” diyerek getiriyor sularını. Boşalması bitince, selpakla temizliyorum amını. Ve ben de, yatıyorum onun yanına...

sikin beni 7


Arda o günden sonra birdaha görünmüyor gözüme. Birkaç haftam seksten uzak geçiyor. Fatih yurtdışında, işten dolayı. Azıyorum bazen. Azdığımda da Chate giriyorum, fantazilerle boşalıyorum. Bazende kendimi parmaklıyorum. Neden bu kadar azgın olduğumu bilmiyorum. Ama resmen yarak delisi oluyorum. Hatta bazen, orospuluğa geri mi dönsem diye düşünüyorum. Ama yapmıyorum böyle bir şeyi. Bodrum'da Alev’le yaşadığım Lezbiyen seks geliyor aklıma. Kadın kadına seks de ilgimi çekmişti, sanırım adım adım Biseksüelliğe doğru yol alıyorum. Chatte nadiren tanıştığım Lezbiyenlerle konuşuyorum, Webcam açıyoruz birbirimize. Gençten bir kızla tanışıyorum. Adı Pelin. 26 yaşında. Küçüklüğünden beri hiç erkeklerden hoşlanmamış. Hep Lezbiyenmiş. Konuşuyoruz. Kız-Kıza olunca çok daha rahat oluyorum. Buluşma teklifi ediyor bana. Kabul ediyorum.

Kadıköy’de, rıhtımda bir kafede buluşuyoruz. Kız çok güzel. Uzun boylu, sarışın. Çok büyük memeleri var. Masmavi gözleri (ki sonradan lens olduğunu anlıyorum). Çok, çok güzel. Kanım ısınıyor kıza. Bir iki kere Lezbiyen ilişkisi olmuş. Hatta birkaç ay, bir kızla sevgili olmuşlar. Çok ilgimi çekiyor bu. Ama ben ondan yaşça büyüğüm. Biraz oturuyoruz, kahve içiyoruz. Sonra kalkıyoruz, vapurla karşıya geçiyoruz. Anlatmaya başlıyor Pelin. Aslen Anadolu’nun bir şehrindeymiş. Küçük bir yerde yaşıyormuş. Pelin, 16 yaşına geldiğinde evlendirmek istemişler. Kabul etmemiş. O zamanlar anlamış farklı olduğunu...

“Erkeklere gram ilgi duymuyordum hiç Günseli. Hep kadınlara. Ağda partileri olurdu, kadınlar toplaşır, alırdık kıllarımızı. Bazen bizden büyük kadınlar oldu, anlatırlardı ballandıra ballandıra kocalarının nasıl siktiklerini. Kızlar da dinlerdi. Hepsi azgındı, ben hariç. Ağda yaparken, benim gözüm hep amlarındaydı. İzlerdim onları. İçim giderdi... Benim çok yakın bir arkadaşım vardı Selda diye. Esmer, güzel bir kız. Onunlaydım hep. Bazen onunla ormana piknik yapmaya giderdik. Çok tatlı kızdı. Birgün, dayanamadım söyledim Lezbiyen olduğumu. Çok şaşırdı. Hemen kesti arkadaşlığını. Bizim oralarda kabul görür mü böyle şeyler? Görmez! Neyse, yalnız kaldım iyice... Bir gün, ormana gittim gene yalnız başıma. Ne işim varsa! Gezerken 2 erkek yanıma geldi. Ne olup ne bittiğini anlamadan, oracıkta önce bir güzel dövdüler. Kendimden geçtim. Ayıldığımda bacaklarımdan kanlar sızıyordu. (Lezbiyensin demek, seni siken yok be güzelim, ondan bilmiyorsun yarağın tadını!) diye saatlerce siktiler beni... Bir ay evden çıkamadım. Kurtulmak istedim o iğrenç kasabadan. Kurtuluş için okumam gerekti. O ara çıktı görücü talibim. Direndim, çalıştım, gizli gizli sınava girdim. Ve geldim buraya. Ailem reddetti beni. Ama Lezbiyen olduğumu bilmiyorlar. Okumak istedim diye reddettiler. Ve buradayım işte... Bir dönem normal olmayı denedim. Ama istemedim. Erkek sevgililerim oldu, bazılarına verdim. Çok zevk aldım, bu doğru. Ama benim istediğim erkekler değildi. Yani anlatmak istediğim şu, ben kızlardan çok hoşlandım. Bir dönem Avrupa’ya gittim, başarı bursuyla. İlk Lezbiyen ilişkim orda oldu. Alman bir kızdı. Çok güzel, şahane bir kız. Birkaç ay Lezbiyen ilişki yaşadık. Sonra beni bir erkekle aldattı!” diyordu Pelin.

O anlattıkça hayretler içinde kalıyordum. “Bak Pelin, sen çok güzel, akıllı bir kızsın. Ben sadece bir kez yaşadım Lezbiyenliği. Çok güzel, farklı bir his. Benden istediğin ne bilmiyorum. Ama eğer bir ilişki düşünüyorsan, benden olsa olsa en fazla Biseksüel olur. Yani erkeklerle yapmayı çok seviyorum. Senin istediğin gibi tam bir Lezbiyen bir ilişki yaşayamam!” dedim. “Biliyorum birtanem. Benim için sorun olmaz, istediğin erkekle birlikte olabilirsin, eğer ilişkimiz olursa...” dedi. Rahatlamıştım. Ve ardından bana çıkma teklifi etti. İlk kez bir kadından çıkma teklifi alıyordum. Kabul ettim. Sevinçle elimi tuttu. Sonra vapura bindik, karşıya geçtik tekrar. “Seni bir daha ne zaman görebilirim Günseli?” deyince, “Bilmiyorum, ama en kısa zamanda!” dedim. Artık Lezbiyen bir sevgilim vardı...

Eve gitmek için atlıyorum taksiye. İniyorum taksiden. Apartmanın kapısını açar açmaz, bir el kapatıyor ağzımı. Ne oluyor ya demeye kalmadan, asansöre doğru sürükleniyorum. Halen görmüyorum kimin olduğunu. Korkuyorum. Kurtulmak için debeleniyorum, ama nafile. Asansörün kapısı açılınca, asansörün içindeki aynadan bunun Arda olduğunu görüyorum. Biraz korkum geçiyor. Halen eli ağzımda, bırakmıyor. Kalorifer dairesine giriyoruz. Ve 3 genç erkeğin arasına atılıyorum. Bizim mahalleden gençler. Tanıyorum hepsini, ama isimlerini bilmiyorum. Hemen arkama dönüyorum, Arda'ya, “Ne yapıyorsun sen orospu çocuğu!” diye vuruyorum. Arda, “Kapa çeneni. Azdır azdır, sonra bir daha verme! Öyle iş yok orospu! Kuduruyoruz lan senin için!” diye ellerimi tutuyor. Ne olacağını az çok tahmin edebiliyorum. “Ne istediğimizi biliyorsun! İtiraz etme sakın!” diyor Arda. Hemen susuyorum.

Ve eski bir masaya domaltılıyorum. Bu masa da nerden çıktı? En son Arda'yla buraya indiğimizde yoktu? Arkamdan kot pantolonum yırtılırcasına indiriliyor. Önümdeki 3 genç çoktan çıkarmış yaraklarını. Külodum indiriliyor. Arda popoma bir tokat atıyor. İster istemez bir 'Ahhh!' çıkıyor ağzımdan. “Bağırma kaltak, bağırma!” diyor ve geçiyor arkama. İndiriyor pantolonunu. Ve yavaşça amcığıma sokuyor yarağını. Diğer gençler ise sıvazlıyorlar siklerini. Biri ağzıma uzatıyor sikini, “Al ağzına orospu!” diyor. Hemen alıyorum ağzıma. Yavaşça sikinin kafasını yalamaya başlıyorum. Arkamda Arda amımı sikiyor, önümde hiç tanımadığım birinin kıllı siki. Emiyorum, iyice büyüyor. Arda amcığımı yara yara sokuyor, amım aldığım zevkten sulanmaya başlıyor. Arda, “Bu orospunun en çok nesini seviyorum biliyor musunuz...” diyor arkadaşlarına, “Sulu amını! Fırın gibi sıcak, yanıyor valla!” diyor, pompalamaya devam ediyor. Ağzımdaki yaraktan sesim çıkmıyor bile.

Sonra ağzımdaki yarak çıkıyor. Arda amımdan çıkıp, yarağını sıvazlayarak öne geliyor. Ağzıma veriyor. Biri soruyor, “Ulan çok seksi bu orospu, nerden buldun bunu ya?” diyor. “Bizim Gökhan'ın anası! Ohhhh!” diyor, ağzıma boşaltıyor döllerini. Amım boş kalmış. Hiç sesim çıkmıyor, emmeye devam ediyorum. İnanılmaz zevk alıyorum ama. Ve arkama biri geçiyor. Yarak amıma giriyor. Çok büyük değil ama. Sokuyor, o soktukça memelerim sallanıyor. Ağzımdaki iri sike daha çok yumuluyorum. Daha iştahlı emiyorum Arda’nın sikini. Ağzımdaki döller sızıyor yanaklarımdan. Sonra Arda çekiliyor. Başka bir kıllı sik giriyor ağzıma. Onu da iştahlı iştahlı emiyorum. Arkamdaki hızlanıyor, hızlanıyor ve amımdan çıkarıp sikini, fışkırtıyor belime döllerini. Üstümdeki tişört sıyrılmış zaten.

Ben daha fazla dayanamıyorum, boşalmaya başlıyorum. Her boşalmamda olduğu gibi, dizlerim vücudumu daha fazla taşımıyor. Çöküyorum aşağı. Her yerim deli gibi titriyor. Biraz toparlanıyorum. Toparlanmaya çalışırken, altımdaki masa altımdan kayıyor. Yüzükoyun kapaklanıyorum yere. “Kalk orospu, kalk!” diyor Arda. Hafifçe dizlerimin üstünde doğruluyorum. Diğerleri de yere diz çöküyor. Şimdi elimde iki yarak, biri Arda’nınki. Amımda bir yarak. Deli gibi sikiliyorum. Ohhhh! Harika sikiyorlar beni. Ağzımdan yarağı çıkarıyorum. Birine bakarak, “Ihhhh!” diye inliyorum. Sonra tekrar ağzıma sokuyorum.

Arkamdaki yarak iyice hızlanıyor. Bir önceki boşalan yarağın döllerine karışıyor onun da tohumları sırtımda. Arkam sanırım bembeyaz olmuştur döllerden. Sonra yavaşça doğruluyorum. Boşalmayan biri var sadece. Şimdi o geçiyor arkama, sokuyor amıma. En küçük sikli o. Fazla uzun sürmüyor. Ve o da boşaltıyor döllerini sırtıma. Biri, “Tebrikler kanka, sen de milli oldun!” diyor. Kalkıyorlar ayağa. Ben halen dört ayak üstünde, köpek gibi bekliyorum. Arda, “Ayağa kalk orospu!” diyor. Kalkıyorum. Kalkmamla duvara yapıştırılmam bir oluyor. Yüzüm onlara dönük. Tişörtümü yırtıyorlar. Delirmiş gibi memelerime saldırıyorlar. Isırıyorlar, sömürüyorlar. Sanki açlıklarını doyuruyorlar.

Sonra yüzüm duvara çevriliyor. Hemen arkama geçiyor en küçük sikli olan. Belimi iyice bastırıyor. Ayırıyor götümün yanaklarını, sikini göt deliğime hizalıyor. Ve giriyor götüme. Arda, “Amındaki suyu al, rahat girer!” diyor. Çıkarıyor yarağını. Biraz amıma sürüyor. Ben gene orgazma yaklaşıyorum. Yavaşça götüme sokuyor. Şlop! diye kayıyor yarağı götüme. Götümde gidip gelmeye başlıyor. Hızlanıyor. Götümü yırtarcasına sikiyor, kudurmuş gibi. Bana ise sadece sessiz sessiz inlemek kalıyor. “Ohhh! Sikin beni! Dağıtıın! Ahhh! Çok güzel!” sesleriyle geliyor şelale gibi sularım. Gülüyorlar. “Kadınlar böyle mi boşalıyor lan?” diyor biri. Sularım yere akıyor. Fışkırıyor resmen. Durmuyor, geldikçe geliyor. Sonra götümün içine boşalıyor beni siken.

“Gerizekalı mısın oğlum? Niye içine boşalıyorsun, sikilmez ki şimdi bu göt ya!” diyor biri. Biri gülüyor, “Valla ben sikerim!” diyor, geçiyor arkama, geçiriyor yarağını götüme. “Ohhh!” diye inliyorum. Piston gibi giriyor götüme. Hızlı hızlı, sert sert sikiyor. “Vıcık vıcık yaa! Ohhh!” diye inliyor. Ben de boş durmuyorum tabi. Elim amıma gidiyor. Okşuyorum, kudurmuş gibi. Ve o da boşalıyor götüme. İkisinin de demin şaha kalkmış sikleri, sönüyor, ufacık oluyor. İki kişi kalıyor, Arda ve diğeri. Arda, “Ben sikmem bu götü yaa!” diyor. Eline alıyor külodumu, fırlatıyor suratıma, diğerine dönüyor, “Hadi çıkalım!” diyor. Çıkıyorlar. Benim elimde külodum, kalıyorum öyle. Halen döller, sular sızıyor bacaklarımdan. Götüm öyle bir kayganlaşmış ki, elimi atıyorum. Yarım Litre döl çıkmıştır herhalde. Yavaşça giyiniyorum. Ve çıkıyorum oradan...

Hemen eve çıkıyorum, duşa giriyorum. Deliklerime gene su tutuyorum. Yorgunluktan ölmüşüm, halen titriyorum. Sekste yaşamadığım bir şey kaldı mı? Satın alındım, Orospu oldum, Lezbiyen oldum, grupça sikildim... Tüm bunlar beynimi işgal ediyor. Çıkıyorum banyodan. Halen sızlıyor amcığım. Bir bira açıyorum. Ve gene, 6'lı bira paketi bitiyor. Odama geçiyorum, sızıyorum...

sikin beni 6


Ve Bir haftalık cennet dönemi bitiyor. İstanbul’a, evime geri dönüyorum. Saçlarım kızıla dönmüş. Hayata dönmek için ufak bir tatil yaptığımı düşünüyor çocuklar. Gerçekten öyle. Artık bambaşka bir Günseli var! Güzelliğime güzellik katıp, yoluma ilerleyeceğim bundan sonra. Bodrum’dan çocuklara güzel güzel hediyeler almışım. Kızıma güzel elbiseler, iç çamaşırları. Oğluma da güzel hediyeler.

Bir haftayı çocuklarımla geçirmeyi düşünüyorum ki, kızım, “Anneciğim, arkadaşlarla plan yaptık ta biz. Babam izin verdi. Üç gün Mersin’e gidebilir miyim, Aysu’ların yazlığına?” diyor. Durup biraz düşünüyorum. Babası izin vermiş. Zaten Aysu en yakın arkadaşı. Kızım, “Merak etme anne, Aysu’nun annesi babası da bizle olacak. Bizimle ilgilenecekler!” diyor.

Bir arayıp Aysu’yla ve annesiyle konuşuyorum. İzin veriyorum. Kızım 2 gün sonra yola çıkacak. Zaten Aysu’lar Mersin’de. 2 gün sonra uğurluyorum kızımı. Telefonda konuşurken Fatih’e anlattığımda, Fatih, “Kızı otobüste süründürmeseydin Mersin’e kadar, uçakla Adana’ya yollar, ordan Mersin’e geçirirdik...” diyor. Ama ben Fatih’in aileme bu denli karışmasını istemiyorum. O da saygı gösteriyor, “Peki!” diyor.

Kızım varıyor ertesi gün sabahı Mersin’e. Arıyor beni. Ben de, “Tamam aşkım, selam söyle!” diyorum. Genç kız... Oğlum geliyor içeriye. “Anne, ben Arda’nın yanına gidiyorum, gezeceğiz biraz...” diyor. “Oğlum, paran var mı?” diye soruyorum. “Var anneciğim, merak etme!” diyor. Çıkıyor oğlan. Gene yalnız kalıyorum evde. Ama rahatım, mutluyum. Oğlumun laptopunu alıyorum. Gene Chate giriyorum. Chatte üç beş abazayla fantaziler yapıyoruz. Akşama doğru kapatıyorum. Akşam da zaten oğlan geliyor. Arda yanında. “Merhaba Günseli abla!” diyor öpüyor beni. Arda oğlumun en yakın arkadaşı. Eskorta gittiği arkadaşı aynı zamanda. “Hoşgeldiniz canlarım!” diyorum. Mutfağa geçip yemek hazırlıyorum. Arda 17 yaşında bir delikanlı. Benim oğlanla yaşıt. Çok yakışıklı kerata.

Yemekten sonra çocuklar geçiyor odaya. Kapıyı da kapattırıyor Arda’ya benim oğlan. Anlıyorum, gülüyorum. Kesin Porno izleyecekler diyorum. VE AKLIMA GELİYOR! İnternetin geçmişini silmeyi unuttum. Geçmişe bakarlar mı ki ya? Eyvah eyvah diyorum. Oğlan sorun değil, o da giriyor da Chat sitelerine. Ama Arda... O öğrenirse... falan diye düşünüyorum. Kalkıp içeri gidiyorum, belki alırım laptopu diye. Kapı kapalı. Kapıyı tıklatmam lazım, ama ne diye isteyeceğim laptopu? Kapının buzlu camına biraz gölge vuruyor ve oğlanın gölgesinden pencere kenarında olduğunu anlıyorum. Ne yapıyor ki diye düşünüyorum. Ses yok. Buzlu camdan görünmemek için eğiliyorum. Anahtar deliğinden bakıyorum içeriye. Ve evet. Oğlan sigara içiyor pencereden sarkarak. Arda benim görüş mesafemde değil. Sonra benim oğlan dönüyor Arda’ya, “Hadi lan!” diyor. Arda hafifçe, “Geliyor kanka, ıhhh!” diyor. Sanırım 31 çekiyor. Sonra Arda kalkıyor. Peçeteyi pencereden aşağıya atıyor. Ve sigara yakıyor. O içerken benim oğlan başlıyor 31 çekmeye. Daha fazla durmuyorum, kalkıyorum. Yok canım, kesin bakmadılar internet geçmişine diye düşünüyorum.

Salonda biraz daha TV izleyip, sonra kapıyı tıklayıp çocukların odasına giriyorum. Çocuklar hiçbirşey olmamış gibi Playstationda oyun oynuyorlar. “Yatıyorum ben aslan parçaları!” diyorum. Odama geçiyorum. Üstüme, Bodrum’dan aldığım saten geceliği giyiyorum. Altıma külot giysem mi? Arda olmasa giymem de, Arda evde. Giyiyorum. Ve yatıyorum. Kapım kapalı. Herhangi bir frikik vermemek için. Uyumaya dalmadan, “Iaaaaah!” diye bir kadın inlemesi duyuyorum. İkisi de gülüyor. Arda, “Kapat lan gerizekalı!” diyor. Porno açmışlar kesin. Gülüyorum. Ve uyuyorum...

Gece çişim geliyor. Uyanıyorum. Gece saat 03:00 gibi. Çişimi yapmadan önce bir bardak su içeyim diyorum, sonra çişimi yaptıktan sonra tekrar gitmeyeyim diye. Suyu içiyorum. Peçete stoğumuzun yarısı gitmiş. 31’ci keratalar. Ne olacak, normal şeyler. İkisi de genç, ee ne yapacaklar? Tabiki porno izleyip, 31 çekecekler. Ama izledikleri pornolar önemli. Yani iğrenç iğrenç şeyler izlememeliler. Babası konuşuyordur herhalde oğlanla. Çünkü bir kere 'Shemale' kategorisi izlemiş gerizekalı. Geçmişten gördüm. Babasına söyledim, (Ben konuşurum oğlanla!) demişti. Gözüm salondaki masanın üstünde duran laptopa ilişiyor. Önce tuvalete gidiyorum, işiyorum. Sonra odama geçiyorum. Uykum kaçtı zaten. Kalkıyorum gidiyorum salondan laptopu alıyorum, odama geliyorum.

Açıyorum laptopu. Hemen internetin geçmiş sayfalarına giriyorum. Çeşitli porno siteleri. Oğlanlar baya bir izlemişler. Genç kız videoları, “Teen!” yani. Grup seksler. Gangbang'lar. Amatör Türk kadınları sayfaları. Hepsine girmişler. 'Karşıdan yükle' bölümüne bakıyorum. Ya bu çocuklar gerizekalı mı? Silmemişler hiçbir şeyi. Birçok amatör Türk kadınının resimleri indirilmiş. Hatta klasörlenmiş. Biraz daha karıştırıp, gizlediği klasörü buluyorum. Bakıyorum, indirilen kadınların fotoğraflarına. Aslında içimdeki düşünce, aralarında benim fotolarım var mı diye. Kim bilir, belki müşterilerimden biri koymuştur fotoğraflarımı. Ama yok. Gerçi batkılarımda yok. En az 1500-2000 fotoğraf indirilmiş. Aslı, Ayşe, Belma, Belgin... Evli orospu, Favori... Hepsi klasörlenmiş. Kapatıyorum.

Sonra yan odanın kapısı açılıyor. Arda işemeye gidiyor. Ben de odamdan çıkıyorum, ama Arda’yı klozete işerken görüyorum. Hiç sesimi çıkarmadan salondaki masaya bırakıyorum laptopu tekrar. Arda sifonu çekiyor. Ve kapıyı aralıyor. Niye araladı ki kapıyı? İşemesi de bitti. Biraz sonra, banyomuzdaki bir çekmecenin açıldığını duyuyorum. İyice merak ediyorum. Aslında aklıma da gelmiyor değil. Yavaşça aralık kapıdan bakıyorum banyoya. Kirli iç çamaşırların içinde Arda’nın eli! Ne yapıyor bu salak! Sinirleniyorum. Ama kendimi izlemekten de alıkoyamıyorum. Ve tahmin ettiğim şey...

Beyaz, lekeli külodum Arda’nın burnunda. Kokluyor. İçine çekiyor külodumun kokusunu. Lekeli, iğrenç, ama Arda halinden çok memnun. Bırakıyor geri sepete. Ben iyice gizleniyorım. Sonra sütyeni alıyor. Ama sütyen benim değil. Benim memelerim o kadar küçük değil. Kızımın. Sütyeni kokluyor. Ve beyaz külodumu alıyor, sikini çıkarıyor. Yaşına göre çok uzun bir yarak. Yaklaşık 17-18 cm. Ve o yarak, benim külodumun am bölgesinde. Sürtüyor, sürtüyor. Sürttükçe gözleri kayıyor. Eline siyah sütyeni alıyor, onu kokluyor. Tam meme ucunun geldiği kısmını yalıyor. Çok sinirleniyorum! Ama o daha çok genç. Ergen. Aklı fikri karıda kızda. Gidip yatağıma yatıyorum. Birazda heyecanlanmışım. Heyecandan, sinirden, şaşkınlıktan uyuyamıyorum. Sabaha karşı, gün ağardıktan sonra uyuyorum ancak.

Öğlen saat 11:00 gibi uyanıyorum. Oğlanlar halen uyuyorlar. Arda oğlanın odasında, oğlan oturma odasında uyumuş. Önce Arda’yı uyandırıyorum, “Arda, hadi kalk. Öğlen oldu canım!” diyorum. Birkaç saat önce Arda benim külotlarımı koklamıştı! Yalamıştı! Ama garip bir şefkat var içimde. Arda uyanıyor. Sabah ereksiyonu, yarağı dimdik. Anlamayım diye pikeyi iyice üstüne çekiyor, “Günaydın Günseli Abla!” diyor. “Günaydın canım, hadi kalk!” diyorum.

Sonra oğlan uyanıyor. Çocuklara güzel bir kahvaltı hazırlıyorum. Sonra evden çıkmam gerekiyor, alışveriş yapmam lazım, yiyecek içecek almam lazım. Odama geçip, soyunuyorum. Külodumu çıkarıyorum, yerine beyaz bir külot giyiyorum. Ahmet’e sikilmeye giderkenki, pembe önden fermuarlı Sweatimi giyiyorum. Altına ise rahatlığından asla vazgeçemeceğim gri eşofman altı. Götümü çok belli ediyor! Ama çok rahat. Kirlenmiş külodumu sepete atıyorum. Çamaşır sepeti gece Arda sayesinde darmadağın. Çıkıyorum evden. Çıkarken Arda odadan çıkıyor. Çocuklara soruyorum, “Ben çıkıyorum, bir şey istiyor musunuz?” diye. Arda, “Yok Günseli abla, sağol.” diyor. Yürürken, nedense, karşı koyamadığım bir istekle götümü kırıtıyorum. Arda’nın baktığından eminim...

Arabayla markete gidip haftalık alışveriş yapıyorum, geliyorum. Zar zor poşetleri taşıyarak yukarı çıkıyorum. Benim oğlanı giderken görüyorum. Kapıyı açıyorum, “Ben geldim!” diyorum. Ses yok. Arda gene tuvaletten çıkıyor! “Aaa, Günseli abla! Geldin mi?” diyor. “Geldim canım, benim oğlan nerde?” diye soruyorum. “Ha, o mu? Ya, çıktı...” diyor. Çocuk heyecandan ne dediğini bilmiyor. “Nereye çıktı?” diyorum. “Bakkala...” diyor. Oğlumu bakkala Arda'nın yolladığını anlıyorum. Amacı belli. Külotlarıma bakacak. “Tamam!” diyorum, geçiyorum mutfağa.

Aldıklarımı yerleştirmeye başlıyorum. Arda mutfağa geliyor, “Abla yardım edeyim!” diyor. Poşetler yerde. Benim onları alırken domalmam gerekiyor. Ben domaldıkça, biraz göt çatalım çıkıyor. Yapacak bir şeyim yok. Arda izliyor beni. Zaten Sweatimin fermuarını da sıcaktan açmışım. Her yerim Arda’nın önünde. Arda kendine göz banyosu yapıyor. Artık gözlerini ayıramıyor benden. Beni sıcak basıyor. Arda, “Ben içeri gidiyorum abla...” diyor, kabaran önünü gizleyerek.

Tuvalete gidiyorum banyodaki. Oturuyorum klozete. İşimi görürken, gözüm kirli sepetine takılıyor. Bakıyorum. O arada benim oğlan geliyor eve. Arda banyonun kapısını açıyor! Bu çocuk artık çok fazla olmaya başladı! “Ay çok pardon!” deyip çıkıyor. Ben de sifonu çekip, gidiyorum içeriye. Arda'yla konuşacağım artık, yeter! Benim oğlanı çağırıyorum, “Oğlum, ya fasülye almayı unutmuşum. Bir koşu gidip alsan ya!” diyorum. Oğlum Arda’yı çağırıyor, birlikte gitmek için. Oğluma sesleniyorum, “Ya sen git al, Arda niye gitsin seninle? Şimdi beraber gittiniz mi 2 saatte gelmezsiniz. Akşama fasülye yapacağım, hadi anneciğim!” diyorum. “Tamam anne ya of, yeni geldin ama marketten!” diyor. “Hadi anneciğim, hadi aşkım!” diyorum, oğlum çıkıyor.

“Arda salona gel!” diyorum, sert bir sesle. Arda anlam veremiyor. Geliyor, oturuyor karşıma. “Sen ne yaptığının farkında mısın? Ne demek oluyor bütün bunlar?” diyorum. “Ne yaptım ki Günseli Abla ya!” diyor, savunmaya geçiyor. “Ayıp değil mi oğlum, annen yaşında kadına bu kadar şey yapmak! Ben annen yaşındayım senin, utanmıyor musun kapıyı çalmadan banyoya girmeye?” diyorum. Arda utanıyor, “Ya Günseli abla valla bilmeden oldu ya!” diyor. “Tamam ona birşey demiyorum, peki ya dün geceki yaptığın ayıp? Benim oğlum senin annenin, ablanın külotlarına baksa ne hissedersin?” diyorum. Arda utanıyor, yere bakıyor. Kalkıyor. “Nereye? Dur gidemezsin, konuşacağız!” diyorum, oturtuyorum. “Utanmıyor musun benim külotlarıma 31 çekmeye? Kızımın sütyenine bakmaya? Götüme, memelerime bakmaya? Senin annene baksalar böyle?” diyorum, kızgınlığımı belli ediyorum. “Abla çok özür dilerim, nolur affet. Söz gelmem bir daha, ne olursun ya!” diyor. Çocuk kıpkırmızı olmuş.

“Neden bakıyorsun bana Arda?” diye bağırıyorum. Arda gözlerini ayıramıyor. “Neden?” diye gür sesle soruyorum. “Abla, biz dün.. Ya.. Anla işte. Baya azdık...” diyor. “Biliyorum, dün pornoları bağırta bağırta izliyordunuz!” diyorum. “Off abla ya, deme öyle ya!” diyor. “Neden baktığını hala söylemedin Arda?” diyorum. “Abla, şey... Ya azdım işte, anlasana ya!” diyor. “Bana mı azdın Arda?” diyorum. “Evet abla!” diyor. Genç bir erkek tarafından beğenilmek müthiş bir şey. “Nereme mesela Arda?” diyorum. “Abla ne diyorsun sen?” diyor. “Kes sesini de söyle. Götüme mi azıyorsun?” diyorum. “Abla, evet...” diyor. “Başka?” diyorum. “Şeyy... Memelerine...” diyor. Yavaşça Sweatin fermuarını indiriyorum, “Bunlara mı bakıyorsun Arda?” diyorum. “Abla kapat, utanıyorum!” diyor. Kalkıyorum, “Bakarken utanmıyorsun ama!” diyorum. Sonra oturuyorum. İyice memelerim açılıyor, ama uçları görünmeden. “31 çekiyor musun bunları düşünüp?” diyorum. “Evet abla... Dün gece onları düşünerek kaç posta çektim ben...” diyor. Çocuk iyice açılıyor. Utanmaz!

“Dokunmak ister misin bunlara Arda?” diyorum. “Abla olmaz... Nolur, utanıyorum...” diyor. “Ee, iyi madem!” diyorum. Kalkıyorum mutfağa gidiyorum. Arkamdan geliyor. “Günseli abla... Çok seksisin!” diyor. “Sahi mi? Nerem en seksi geliyor, elinle göster bakayım!” diyorum. Arkama geçip avuçluyor götümü. “Buran abla...” diyor. “Hadi ya... Sikmek ister miydin orayı?” diyorum. “Evet abla, evet!” diyor. “Ama veremem. Fakat oğlum gelene kadar okşa götümü!” diyorum. Hemen okşamaya başlıyor. Deliriyor bana. Bu beni çıldırtıyor. Ben ise domatesleri doğruyorum. “Abla, nolur sokayım...” diyor. “Olmaz! Birazdan oğlum gelir ya!” diyorum. “Abla nolur yaa!” diye yalvarıyor. “Olmaz! Sadece okşa. İçine sok elini istersen!” diyorum. “Ohhhh!” diyor, hemen elini sokuyor. Götümün yarığını ellemeye başlıyor. “Abla delirtiyor götün beni yaa!” diyor. Biraz kalçamı çıkarıyorum. Elini atıyor göt deliğime. “Abla bu ne ya? Amma geniş delik?” diyor. “Yorum yapma, okşamaya devam et! Yoksa siktir git evden!” diyorum. “Ee abla, kocaman oldu yarağım...” diyor. “Git 31 çek!” diyorum. “Sokayım ya nolur! Tecavüz ettirme kendine!” diyor. “Saçmalama! Vermeyeceğim demiyorum ki. Ama birazdan oğlum gelecek!” diyorum. Ve götümdeki eli dolaşırken, oğlum geliyor. Hemen çekiyor elini. Mutfağa geliyor oğlan, koyuyor masaya fasülyeyi.

İçeri gidiyorlar beraber. İçim kıpır kıpır. Amıma elimi atıyorum, sulanmış baya. Kendimce Arda'ya bir oyun yapacağım. İçeri gidiyorum, oğlanların odasına. “Ben çıkıyorum, işim var biraz...” diyorum. Arda çok zeki. Belki bana tecavüz etmek için kalkıyor o da. “Ben de gideyim, hadi görüşürüz kanka!” diyor. Ben de, “Ee iyi, beraber çıkalım ozaman canım!” diyorum. Arda'yla çıkıyoruz evden. Asansöre biniyoruz. Asansörde beni ellemeye devam ediyor. Ben -3’e basıyorum. Orda kalorifer dairesi var. Orda doyurayım bu salağı. İniyoruz. Kalorifer dairesinin kapısı açık. Giriyoruz. Kapıyı kapatıyor. Ve hemen yumuluyor dudaklarıma. Dudaklarımı deli gibi emiyor Arda. Aç bir köpek gibi. Ben de karşılık veriyorum. Vaktimiz çok az. “Arda, hemen yap git! Bir daha böyle bir şey olmayacak!” diyorum. “Tamam ablam, güzelim benim!” diyor. Hemen arkamı dönüyorum. Hafifçe eğiliyorum. İndiriyorum eşofmanımı. Arda eli ayağı titreyerek, indiriyor şortunu. Ve geçiyor arkama...
Amcığıma hizalıyor, bir anda sokuyor. “Ohhh!” diye bir inleme geliyor benden. Arda, “Ohhh! Yıllardır bu anı hayal ediyordum!” deyip, amıma sokmaya başlıyor hızlı hızlı. Elimden geldiğince sessiz olmaya çalışıyorum. Arda'nın yarağı, genişlemiş amımı dolduruyor. Kalınlığı çok iyi. Taşakları vuruyor. Ve vücudu benim götüme çarptıkça 'Şak, şak, şak!' diye sesler geliyor. “Ihh Ihhhh! Sikk! Ohh! Doyur yarağını! Neden önce gelmedin! Neden önce istemedin Ardaaaa!” diyorum. Arda sessiz sessiz, arada Ohhh’layarak sikiyor beni.

Sonra çıkarıyor yarağını amımdan. Kuru kuru dayıyor götüme. “Sen salak mısın? Nasıl sokmayı düşünüyorsun kuru kuru?” diyorum. Hemen eline tükürüyor. Sonra yavaşça giriyor götüme. Ohhh! Çok güzel. Uzun bir süreden götten yemediğim için biraz acıyor, ama sonra alışık olan deliğim kabul ediyor Arda'nın yarağını. Domalmaktan belim ağrımış. Biraz doğruluyorum. Arda’yı götümden çıkarmadan duvara dayanıyorum. Ve öyle sikiyor Arda beni. “Ohhh! Günseli ablam, deliklerin harika! Ahhh! İnanamıyorum, rüyada mıyım ben yaa! Ohhh!” diye sikiyor götümü. Ben ise sessiz sessiz, Arda’yla duvarın arasına preslenmiş bir halde götüme alıyorum koca siki. Arda dayanamıyor daha fazla, “Abla geliyorummm!” diyor. “Sakın gelme içime!” diyorum. Ve çıkarıyor götümden. Yere akıtıyor döllerini. Geldikçe geliyor. İnleyerek, dizlerinin üstünde çömelerek akıtıyor döllerini. 7-8 dakika anca sürmüştü beni sikmesi.

Sonra ben kalkıyorum, külodumu çekiyorum. Eşofmanımı çekiyorum. “Günseli abla, kusura bakma ya... Daha uzun yapardımda...” diyor. Dudağını öpüyorum, “Önemli değil canım. Heyecandandır, boşver!” diyorum. Sonra çıkıyoruz kalorifer dairesinden. Asansörde bir kez memelerime dokunuyor. “Ama bunların tadına bakamadım ya!” diyor. “Sonra bakarsın. Şimdi birilerine yakalanmayalım!” diyorum. Yarağı halen dik. İniyoruz asansörden. “Günseli abla, ne olur bir kez daha ver bana!” diyor. “Olmaz! ” diyorum. Ve eve çıkıyorum...

Boşalamadım ben daha. Hemen banyoya giriyorum. Kıllarımı aldığım makineli traş bıçağının titreşimini açıyorum. Deliklerimde gezdiriyorum. Ve dizlerimin üstüne çömelerek boşalıyorum. Sonra duş alıp çıkıyorum. Uyuyorum tekrar...

sikin beni 5


Sabah oluyor. Funda ve Lena uyanamıyorlar. Ölü gibi yatıyorlar. Kolay mı bir gecede 5 posta sikilmek. Üstelik Levent gibi bir aygır tarafından. Sabah kahvaltısı için iniyoruz aşağı. Bende de halen biraz yorgunluk var. Kızlar gülüyor, eğleniyor. Ama dikkat ettiğim bir nokta var, ne Fatih, ne Levent, ne Hüseyin (ki ben daha hiç görmedim onu), nede Selçuk bizimle kahvaltıya gelmiyorlar. Yemek te yemiyorlar bizlerle. Resmen onlar padişah, biz cariyeleriyiz. Ama asıl padişah Levent. Hepimizin sahibi Levent. Dördü de sabah erkenden çıkmış.
Alev kalkıyor masadan, "Yemek bittikten sonra herkes sıraya geçecek. Kocalarımız hediyeler aldı bizlere!" diyor. Tüm kızlar tempo tutuyoruz. Sonra kalkıyoruz, diziliyoruz. Hepimizin elleri önümüzde. Alev poşetlerle geliyor. İnanılmaz! I-Phone'un en son modeli. Şahane bir hediye. Ve elbiseler. Bana siyah uzun bir elbise alınmış.

Kahvaltıdan sonra odalarımıza çıkıyoruz. Bugün serbestiz. İsteyen Bodrum'a gidebilir. Canan ve ben bu arada yakınlaşmışız. Lena ve Funda'nın kahvaltıları odalarına çıkarılıyor. Canan ise, "Yediniz yarakları orospular, uyuyun! Amcıklar sizi!" diye şaka yapıyor. Lena altındaki tangayı çıkarıyor, "Baksana ne hale geldim yaa!" diye gösteriyor amcığını. Hakikaten, halen delikleri kendini toplamaya çalışıyor. Sonra Alev aşağıdan bize bağırıyor. İniyoruz. Tekrar sıralanıyoruz. Kocalarımız gelmiş. Dağılım yapılıyor. İki iki dağıtılıyor, 8 kız. Ama Canan ve ben açıkta kalıyoruz. "Ne oldu ya? Beni beğenmedi mi kocam?" diye soruyorum Alev'e. "Ne bileyim, anlamadım. Merak etme gece alırsın kesin yarak!" diyor.

Ne yapsak diye düşünüyoruz, Bodrum'a mı insek? Alev'e gidiyorum soruyorum, "Tamam inin! Ama geç kalmayın!" diyor. Tamam diyoruz. Zaten benim eski telefonumun kartı I-Phone uyumlu değil, kırılması gerekli. Hemen çıkıyoruz. Mercedeslerden birine biniyoruz. İki korumamız var, bunların biri aynı zamanda şöför. Arkada Canan'la ben. Kocalarımızın yeni aldığı elbiseler içinde çok seksiyiz. Korumalarımız ise rahat giyinmişler. Sanki karı koca gibi geziyoruz Bodrum'un içinde. Çok seviyorum burayı. Hemen kartlarımızı kırdırıyoruz, I-Phone'a takıyoruz. Karnım acıkıyor benim hafiften. Canan'a, "Hadi yemek yiyelim!" diyorum. Bir Hamburgerciye giriyoruz. Korumlarımız, "Daha güzel bir yere gitseydik ya!" diyorlar. Ama önemli değil. Oturuyoruz.

Yerken onlar ayrı masada. Çağırıyorum, "Gelsenize ya! Niye ayrı oturuyorsunuz? Orospuyuz diye mi ayrı oturuyorsunuz?" diye soruyorum. "Yok abla, olur mu öyle şey!" diyorlar. "Gelin gelin, çekinmeyin!" diye ısrar ediyorum. Gelip oturuyorlar. Onlar da yiyorlar yemeklerini. Konuşuyoruz. Birinin adı Hamit, 23 yaşındaymış. Diğeri de Halit. "Kardeş misiniz ya?" diye gülüşüyoruz. Kardeşlermiş. Nasıl tanıştıklarını merak ediyorum. "Biz aslında Fatih beyin korumalarıyız. Boşver nasıl tanıştığımızı..." diyor. "Peki! diyorum. Yemekler bitiyor. O bayıldığım tatlıdan alıyoruz.

Tatlılarımızı kaşıklarken muzurluk olsun diye Hamit'e, "Nasıl dayanıyorsunuz ya?" diye soruyorum. "Neye abla?" diyorlar. "Yani, adamlar am üstünde göt sikiyorlar? Sizde birşey yok mu? Sikebiliyor musunuz?" diyorum. "Bazen..." diyor Hamit, "Yani Fatih abi ne zaman bize iki tane karı yollarsa!" diye devam ediyor. "En son ne zaman karı siktiniz?" diyorum. "Bilmem... Baya oldu!" diyor Halit. "Yazık size ya! Onlar içerde bizi bağırta bağırta sikerken, siz ellerinizi mi sikiyorsunuz?" diyor Canan. "Yok abla... Biz de sikiyoruz!" diyor Canan'a Halit. "En çok kimi sikmek isterdiniz?" diyorum. "Lena sağlam karı. Sonra İrem'de iyi!" diyorlar. "Ee, biz? Bizi sikmez misiniz?" diyor Canan. "Sizi söylemedik abla, utandık ya..." diyor Halit. "Utanacak ne var? Orospuyuz biz! Söyle işte, siker misiniz bizi, sikmez misiniz?" diyorum. "Abla, yapma nolursun, başımızı belaya sokmayın, Fatih abi duymasın ne olur!" diyor. "Ya nolcak!" diyorum. Canan da, "İsterseniz sizede geçeriz bir kıyak!" diyor. İkisi de çocuk gibi heyecanlanıyorlar.

Kıyamam ya! Amsızlıktan ölüyordur bunlar. Bunları iyice doyurmak istiyorum. Ama önce biraz alışveriş. Canan'la giriyoruz bir mağazaya. Ne var ne yok alıyoruz, para sorun değil. İkibin liraya yakın fatura çıkıyor. Korumalarımız karttan çektiriyorlar. Hemen çıkıyoruz. Elimizdeki torbaları bagaja koyuyoruz. Hava çok sıcak. Canan'la arkaya geçiyoruz. "Sürsene ormanlık bir yere!" diyorum Halit'e. Halit sürüyor. "Ee, kim kimin kocası?" diye espri yapıyor Canan. Halit hemen, "Nagehan abla benim!" diyor. Kıyamam ya! Hamit de Canan'ı sikecek. Bir ormanlık alana geliyoruz. Halit ve Hamit iniyorlar, etrafa bakıyorlar. Kimse yok. Sonra biz iniyoruz. Hamit hemen Canan'ı alıyor, biraz ağaçlık alana gidiyorlar. Halit'le ben kalıyorum, arabanın arkasına geçiyoruz.

Uzanıyorum arka koltuğa. Halit üstüme çıkıyor. Başlıyoruz öpüşmeye. Dudaklarımız birbirine kenetleniyor. Deli gibi, hiç karı sikmemiş gibi öpüyor dudaklarımı. Sonra dillerimiz. Halit'in eli yavaşça benim kot şortuma gidiyor. Bacaklarımı okşamaya başlıyor. Gülümsüyorum. Sonra, beyaz askılı tişörtümü sıyırıyor Halit. Eli hemen memelerime gidiyor. Kabarık meme uçlarımı okşamaya başlıyor. "Çok mu özledin bebeğim meme emmeyi? Hadi yala beni!" diyorum. Yavaşça boynumu bırakıp memelerimi yalamaya başlıyor. Meme halkalarımda gezdiriyor dilini. Bebek gibi emiyor. Ben ise kafamı geriye yaslamış, yalanmanın keyfini çıkarıyorum. Halit yavaşça göbeğimi yalıyor. "Abla, çok lezzetlisin sen yaa!" diyor yalarken. İştahlı iştahlı yalıyor hemde beni. "Kaç aydır kadın yalamıyorsun sen ya?" diyorum, "Seneler oldu abla, seneler..." diyor.

Yavaşça kot eteğimi çıkarıyorum. "Offf ablaa! Deliğin tam yalamalık!" diyor. "Ee, yala canım!" diyorum. "Yok abla, yalamayayım ya..." diyor. Anlıyorum neden yalamak istemediğini, "Merak etme, temizim. Hergün 3 kere duş alıyoruz tatlım. Yani hastalığım da yok. Yalamak istersen yalayabilirsin!" diyorum. "Peki!" diyor, hemen dilini amıma atıyor. Önce amımın paket kısmını yalıyor. Yavaşça eliyle am dudaklarımı ayırıp, pespembe amcık deliğime dil darbeleri atmaya başlıyor. Eliyle memelerimi yoğururken, amıma giren dil darbeleri beni deliye döndürüyor. Kafamı sağa sola atıyorum, "Yala Halit! Yala! Dindir susuzluğunu!" diyorum. Amım sulanıyor yavaşça, birazda terden iyice kayganlaşıyor. Halit amcığımı bırakıyor, klitorisimi emmeye başlıyor. Ağzına alıp, diliyor, dakikalarca yalıyor. Bu kadar klitoristen uyarılmak beni kendimden geçiyor, sularımı bırakıyorum. Titreyerek, karın kaslarım kasılarak boşalıyorum.

Halit, "Ablammmm!" diyor, yavaşça doğruluyor. Kendi şortunu delmek üzere olan yarağını çıkarıyor. Çok kıllı, kıldan neredeyse belli olmayacak yarak. Yaklaşık 14-15 cm. Normal boyutlar yani. Fazlada kalın değil. Sıvazlıyor yarağını. Sonra amcığıma giriyor. Amıma girince elimde olmadan, "Ohhhh!" diye bir ses çıkarıyorum. Biraz ileri geri yapıyor, sonra üstümde yerini alıp, beni altında ezercesine sikmeye başlıyor. Halit deli gibi pompalıyor bana. Benim memelerimle onun göğsü, bana girdikçe sıkışıyor. Sonra biraz doğruluyor, memelerimi alıyor ağzına. "Ohhh! Haliiit! süper sikiyorsun kocacığım! Sik bu orospuyu! Dağııt! Doyur susuzluğunu aşkım! Kurban olayım sana!" diye onu gaza getiriyorum. "Ohhh! Nagehann!" diye inliyor o da.

Memelerimi eziyor elleriyle. Fazla hareket alanımız yok. Aslında daha fazla isterdim, ama Halit çok memnun halinden. Halit kalkıyor, "Abla domalsana! "diyor. İniyorum arabadan aşağı. O da iniyor. Kafamı arabanın içinde sokuyorum, elimle de destekliyorum. Halit arkama geçiyor. Elini götüme atıyor. "Yok Halitciğim... orası bugün yok!" diyorum. "Neden abla ya?" diyor, "Olmaz aşkım, akşam kocalarımız belki siker, bir günde iki yarak alamam oraya! Zaten geniş baksana!" diyorum. "Offf ablaa ya!" diyor, sikini amımın girişine hizalıyor, ittiriyor ve gene içimde. "Ohhhh! Haliiit! Boşalıyorum beeen! Ahhh! Sikicimmmm! Hızlan aşkımmm! Döv dibimi! Sik beni!" diyorum.

"Amını siktiğimin orospusu! kaç yarak girdi lan bu deliklere? Ha? Ne kadara satın aldılar lan seni? Doyumsuz orospu! Kaç gündür elimizi sikiyoruz lan sizin yüzünüzden! İnlemeleriniz sokaktan duyuluyor!" diyor. "Ohhh, evet aşkım. Günlerdir sikiyorlar bizi. Kanırtıyorlar. Şimdide sen sikiyorsun! Ohhhh! Hemde bedavaya!", böyle cümleler eşliğinde sularım geliyor. Sularım gelince, Halit çıkarıyor yarağını, "Ablaa, geliyooor!" diyor. Hemen eğiliyorum, ağzıma alıyorum. Am sularımla tatlanmış yarağının ucunu delirmiş gibi diliyorum. "Aç ağzını şılllııık!" diyor, ve dölleri ağzımda. Yarağı kalp gibi atıyor. Tek bir damlasını ziyan etmeden yutuyorum döllerinin.

Halit arabanın arka koltuğuna yığılıyor, "Ablammm!" diyerek sıvazlıyor yarağını. Ben de oturuyorum arka koltuğa. Külodumu giyiyorum. Şortumu giyiyorum. Halit hala doymamış gibi. Ama vaktimiz yok. Az sonra Canan ve Hamit geliyor. Canan arka koltuğa yanıma geliyor. Hamit ve Halit öne geçiyor, direksiyonda Halit. Ve sürmeye başlıyor arabayı, "Ulan orospular, bitirdiniz bizi lan! Ne am varmış sizde. Bir orduyu alırsınız lan!" diyor. Canan'la birbirimize bakıyoruz. Ve araba geliyor malikaneye. İniyoruz arabadan. İçeri giriyoruz. Halen kimse yok. Hemen odamıza gidiyoruz. Canan önce duşa giriyor. Ben telefona bakıyorum. Çocuklar aramışlar. Arayıp konuşuyorum. Eski kocam aramış birde. Niye arar ki beni? Açıyorum telefonu, arıyorum eski kocamı...
"Nerdesin sen?!" diyor. "Sana ne! Sana hesap mı vereceğim!" diyorum. "Ulan orospu, kimin altındasın lan? Anneni aradım yoksun orda. Söyle kimlesin!" diye bağırıyor. "Eee siktir git be, orospu çocuğu!" deyip kapatıyorum. Ellerim titriyor sinirden. Telefonu fırlatasım geliyor. Sonra o tanıdık ağlama krizleri. Uzun zamandır ağlamıyordum böyle. İçim boşalıyor resmen ağlamaktan. Canan çıkıyor duştan, çırılçıplak. "Ne oldu canım?" diyor. Anlatıyorum. Sonra beni duşa sokuyor. O yıkıyor beni. Çıkıyorum duştan, duş biraz rahatlatıyor beni.

Akşam oluyor. Akşam yemeği için iniyoruz. Tam merdivenlerdeyken, Alev geliyor yanıma, “Fatih beydesin bu gece. Soyun çabuk. Çıplak gideceksin yanına!” diyor. Oracıkta soyunuyorum. Alev çamaşırlarımı alıyor. Birlikte tekrar yukarı çıkıyoruz. Odaya giriyorum son kez kendime bakmak için. Alev geliyor yanıma. Sanki tecavüzcü. Bana dokunuyor. Götüme vuruyor şaplağı. Heyecanlanıyorum. Farklı bir heyecan bu. “Eee güzelim... Ne zaman baktıracaksın tadına?” diyor. İlk kez bir kadınla bu kadar yakın yakınayım. Gözlerine bakıyorum, “Ya... Ben Lezbiyen değilim...” diyorum. Amıma sokuyor parmağını Alev. “Ahhhh! Napıyorsun!” diyorum. “Ohooo... Ama bak. Foseptik çukuru gibi!” diyor, gülüyor. “Alev bırak beni. Fatih’e gideceğim. Ne olursun bırak!” diyorum. Suratımı tutuyor. “Merak etme, bırakacağım. Ama senin tadına bakmadan asla bırakmayacağım! Yarın gece benimsin! Kocalarımızlada konuştum! Benimsin orospum!” diyor. Bırakıyor.

Alev çok seksi olmasada, güzel bir kadın. Hani pornolarda olur ya ‘MILF’ diye bir kategori. Aynen o kategoride. Son kez bakıyorum kendime. Çok ateşliyim. Ama artık saçlarımın renginden sıkıldım. Kızıl mı yapsam? En iyisi yarın gideyim kuaföre. Belki Halit siker beni gene.

Neyse, giriyorum Fatih’in odasına. Yatakta oturuyor, önünde Lena diz çökmüş emiyor sikini Fatih’in. Bu adamlar sikişmeden duramaz mı! Lena da helal olsun yani, günlerdir en çok sikilenimiz o. Orospunun amı götü durmuyor ki. Fatih bana, “Geç otur!” diyor. Ben hazırlanıyorum yarağı almaya ağzıma, ama izlememi istiyor. Lena’nın saksosunu izliyorum. Ve ağzına boşalıyor Lena’nın. Lena kalkıyor, öpüyor Fatih’in dudaklarını, çıkıyor. Fatih sarışın, mavi gözlü. Çok yakışıklı. Ama yarağı Levent’in yarağının yarısı kadar. Küçük sayılabilecek bir yarağı var. Oturuyorum karşısına. Kalkıyor, bir sigara yakıyor. Sonra yanıma geliyor. Yarağı hemen ufalmış. “Rakı içer misin?” diyor. İçerim. Bir tek dolduruyor bana da. Yemeğimiz önümüze geliyor. Rakı sofrası. Rakımızı yudumluyoruz, yemeğimizi yiyoruz. Sigara üstüne sigara yakıyor Fatih. Ben de tabi. Konuşmaya başlıyoruz:

- Bugün Canan buradaydı. diyor Fatih.

- Hadi ya...
- Evet, senin ağladığını söyledi. Hayırdır güzelim?

- Yok, bir şey Fatih!
- Var var, söyle bakalım...

- Ya, eski kocam aradı. Küfürler falan...
- Kocandan ayrı mısın?

- Evet.

- Çoluk, çocuk?

- İki tane.

- Sen en çok ilgimi çeken kadınlardan birisin biliyor musun?

- Aa, neden?
- Çünkü seksi severek yapıyorsun. Bugün Halit ve Hamit’e vermişsiniz?

- Evet... Seksi seviyorum. Üstelik para kazanıyorum.
- Burdaki birçok kız sadece para için burada.

- Öyle mi?
- Tabi. Yarak isteseler her biri istediği yarağı bulur dışarıda. Şu Lena denen orospu niye hep altımızda sanıyorsun? Kız kendini bize siktirmek için yapmadığı kalmıyor.

- Öyle valla. Lena sağlam kaşar.
- Delikleri de kocaman.

- Öyle. Levent sikerken görmüştüm.
- Sana bir teklifim var Nagehan.

- Nedir?
- Telefonunu ver, kocanla ben konuşayım. Seni rahatsız etmesin. Ayrıca her ay parasal yardım edelim sana.

- Olmaz! Kocamla konuşun, ama parasal yardım olmaz.
- Bak, gerçekten ben bunu senden etkilendiğim için yapıyorum.

- Ne yani? Senin orospun muyum bundan sonra?
- Neden olmasın?

- Kuma mı olacağım?
- Olur musun?

- Ee, iyide, benim çocuklarım var. Onlar bilmeyecekler mi?
- Bilmeyecekler. Zamanı gelince açıklarsın.

- Ya ama.. Ben.. Yani nasıl desem. Ben yarak yemeye alıştım!
- Hahaha. Kolayı var güzelim. Çık gene istediğin yarağı ye. İstersen çalış. Ama İstanbul’a döndüğümüzde olacak bu. Burada gene bizim orospumuzsun.

- Sadece ben mi?
- Hayır. Canan da bundan böyle benim. Yani ‘gözdelerimsiniz’

- Siz iyice haremi kurdunuz ya.
- Güzel olmuyor mu?

- Oluyor valla. Peki, nerden çıktı bu kadınları toplama işi. Yani nasıl bir fantazi bu?
- Bilmem. Ama güzel ya. Düşünsene kaç tane kadın seni görür görmez domalıyor. Yani biz seksi zevk için yapıyoruz. Aşk meşk geçti bizden. Biz sikimizin keyfindeyiz. Hayatı yaşıyoruz kısacası.

- Öyle valla. Bende sırf erkeklerden kurulu bir haremde olmak isterdim.
- İşte Canan da, sen de, bu yönünüzle farklısınız. Doymuyorsunuz lan!

- Valla öyle şekerim, işine gelirse.
- Bak bak, hitaplara bak! Orospu seni!

- Hahahaha... Peki, madem gözdenim, senden bir şey isteyeceğim.
- İste bakalım Nagehan?

- Benim adım Nagehan değil. Günseli. Günseli de bana.
- Peki Günseli, iste bakalım?

- Fantazide sınırın olmasın, olur mu?
- Var gibi mi görünüyor?

- Yok. Benim bahsettiğim farklı. Mesela sik beni, ama sikerken sert ol. Dağıt beni. 4-5-6... kaç erkek bulabiliyorsan at beni içlerine. Hiç gocunmam. Ben yarak yemeye alıştım. Bırakamam...
- Tamam, sen rahat ol. Seni zevk içinde yaşatacağım. Bundan sonra benim karılarımdan birisin.

Kalktı, çekmeceden bir anahtar aldı verdi bana.

- Bu ne aşkım?

- Yazlığımızın anahtarı. Bundan sonra bu ev senin güzelim...
- Ne? Ben...

- Saçmalama, al şunu! Merak etme. Bundan sonra para konusunda hiçbir sıkıntın olmayacak. Ayrıca kocanı da aratıyorum. Birde, anlattı bana Canan, Ahmet diye bir şerefsiz varmış? Seni rahatsız mı ediyor piç?
- Evet. Canan anlatmıştır borç olayını...

- Anlattı. Ahmet'le de konuşacağım. Bundan sonra kimse seni rahatsız edemeyecek.
- Ben... Çok... Minnetarım sana! İyi ki almışsınız beni buraya!