Ertesi gün öğlene kadar uyuyorum. Uyanıyorum sonra. Biraz kahvaltı ediyorum. Pelin geliyor aklıma. Arıyorum, “Nerdesin tatlım?” diyorum. “Evdeyim!” diyor. “Geleyim mi yanına? Biraz otururuz?” diyorum. “Tamam!” diyor, ev adresini veriyor. Evi karşıda onun. Hemen hazırlanıyorum, çıkıyorum. Lanet trafik! Günün her saati full yollar. Karşıya geçmem zaman alıyor. Verdiği adrese kendi arabamla gidiyorum. Evin önüne geliyorum. Ve çıkıyorum apartmana.
Pelin, gündelik ev
kıyafetleriyle açıyor kapıyı. Beyaz bir tişört,
altında siyah tayt. “Hoş geldin!” diyor öpüyor beni. İçeri geçiyoruz.
“Günseli, bu evde iki kızız biz. Ev arkadaşım var...”
diyor. “Senin Lezbiyen olduğunu biliyor mu?” diyorum. “Yok!” diyor.
Oturuyorum bir koltuğa. Ev çok sade. Küçük bir televizyon, iki koltuk.
Yerde minderler. Tam bir öğrenci evi. “Birşey içer misin?” diyor. Çay
koymaya gidiyor. Ben de TV’yi açıyorum. Elinde iki kupayla geliyor.
Oturuyor diğer koltuğa. “İşte evim! Gezdiririm daha sonra.
Gezdirilcek bir şey yok gerçi...” diyor. Çaylarımızı
yudumluyoruz. Pelin artık benim sevgilim. Anlatmam gereken şeyler
var. Kupayı koyuyorum yana.
“Pelin, anlatmam gereken şeyler var sana. Belki bundan sonra görüşmek
istemezsin benimle...” diyorum. Pelin ilgiyle dinliyor beni. Cafeyi,
Ahmet’i... Sonra Eskortluğumu. Halit’i, Hamit’i. Levent’i. Fatih’i.
Herşeyi anlatıyorum. Arda’yı ve diğer gençleri.
Kocamı... Herşeyimi öğreniyor. Kızımı,
oğlumu... Şaşırıyor. En çokta Levent konusunda. “Yani
anlayacağın, ben bir orospuydum!” diyorum. “Sorun değil benim
için! Geçmişte ne yaşadığın beni ilgilendirmez!”
diyor. Çok tatlı bir kız. Resmen saygı duyuyor bana. “Sen çok
iyi birisin Günseli, ama bence, sen bir Nemfomansın!” diyor. Bilmiyorum,
sahiden öyle miyim? Belki? Biraz daha konuşuyoruz. Herşey
hakkında, aşk, meşk, seks...
Sonra
kalkıyoruz. “Hadi gel, sana evi göstereyim!” diyor. Önce ev
arkadaşının odasına bakıyoruz. “O nerede?” diyorum.
“Şu sıralar memleketinde, Ankara’da!” diyor. Onun odasında çift
kişilik yatak var. “Bazen nişanlısı geliyor!” diyor. Gülümsüyor.
Sonra kendi odasına geçiyoruz. Aslında Webcamdan az buçuk biliyorum
onun odasını. Bir yatak, çalışma masası, üstünde
ağır ağır kitaplar, posterler, ve laptop.
Yatağına oturuyorum. O da yanıma oturuyor. Sessizlik. Çıt
yok. Saçlarımı okşamaya başlıyor. Ben önüme
bakıyorum. Sonra yavaşça kendine çekiyor beni. Dudaklarımız
birbirine kavuşuyor. Öyle güzel öpüyor ki dudaklarımı.
Salyalarımız birbirine dolaşıyor. Alt
dudağımı emiyor, sonra onun alt dudağı benim
dudaklarımın arasına giriyor. Çok güzel öpüşüyor Pelin.
Yavaşça boynuma iniyor. Tam yatağa uzanacakken, “Tatlım,
istersen duş alalım?” diyor.
“Olur!” diyorum.
Yavaşça kalkıyorum. Üstümü, pantolonumu, sütyenimi
çıkarıyorum. Külodumuda çıkarıyorum. Biraz ihmal ettim etek
traşımı. Ve Pelin soyununca, inanamıyorum. Manken kadar
güzel bir vücut. İnanılmaz vücut hatları. İncecik bel,
büyük, hatta kocaman göğüsler. Bel gamzesi bile var. Kalçaları
yusyuvarlak. İnanılmaz... Traşlı amcığı... “Ben
böyle bir vücut Bodrum’da bile görmemiştim!” diyorum. Gülümsüyor. Ve
dönüyor arkasını, duşa giriyor. O duştayken ben de biraz
yatakta oyalanıyorum. Odasına bakıyorum. Beş dakika sonra
çıkıyor. “Senden bir şey rica etmem lazım Günseli, malum,
öğrenciyiz. Lütfen suyu fazla harcama...” diyor. Gülümsüyorum. Her yerimi
yıkıyorum. Beş dakika sonra da ben çıkıyorum,
saçlarım bozulmasın diye dokunmamışım saçlarıma.
Yavaşça
yatağa oturuyorum. Sonra sarılıyoruz tekrar. Çok güzel bir sabun
kokusu kızda. Yavaşça elimi sırtına götürüyorum.
Öpüşmemize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Uzun
uzun, dillerimiz birbirine dolanık, güzelce öpüşüyoruz. Yavaşça
beni yatağa yatırıyor. Ve dilini boynumda gezdirmeye
başlıyor. Islaklıklara hafif nefesler veriyor, bu beni
çıldırtıyor. Kulak memelerimi, arkasını yalıyor.
İnanılmaz sevişiyor! Kendiliğinden, tahrik olmamdan
sulanıyor amım...
Dili memelerime inmeye başlıyor. Yavaşça üstüme
çıkıyor, hani, benim yarağım olsa alacak içine. Uçları
her daim dik memelerimi emmeye başlıyor. Yavaş yavaş,
tadını çıkara çıkara yalıyor memelerimi. İkisini
birden okşuyor, hafifçe sıkıyor uçlarımı. Gülümsüyor.
Sonra tekrar dudaklarıma. Ben böyle seviştiğimi
hatırlamıyorum! Yani, bir şeyler farklı. Bir an önce beni
sikmek isteyen, içime sokmak isteyen biriyle sevişmenin ne kadar salakça
olduğunu hatırlıyorum. Pelin’in ruju biraz memelerime siniyor.
Memelerim. Hiç bu kadar güzel yalanmışlar mıydı?
Hatırlamıyorum. İkisini birden sıkıyor halen Pelin.
“Meme yalamaya hastayım ben aşkım! Saatlerce yalayabilirim!” diyor.
Sonra kendi, iri memelerini benim memelerimin üstüne getiriyor. Sürtmeye
başlıyor. Meme uçlarımız birbirine değiyor resmen. Çok
güzel, çok farklı... Sıcacık bir kız Pelin. Farklı
bizden. Ama hiç önemli değil ki bu. Artık benim sevgilim...
Yavaşça memelerimi bırakıyor. Bir parmağını,
ojeli parmağını ağzıma sokuyor. Tırnakları
çok uzun. “Takma mı tırnakların birtanem?” diye soruyorum. “Hayır
canım!” diyor. Yavaşça dili şerit halinde göbeğime iniyor.
Benim ellerim onun saçlarında. Yavaşça okşuyorum. Resmen
kız tadımı çıkarıyor. Sonra, amıma gelmeye
yakın, tekrar dudaklarıma yapışıyor. Daha
iştahlı bu sefer. Sanırım amcığım onu
iştahlandırıyor. Öpüyor uzun uzun. Ve bir
parmağını amcığıma sokuyor. “Ah!” diye bir ses
geliyor benden. Gülümsüyor. Benim gözlerime bakarak, ittiriyor bir
parmağını içime. “Çok sıcaksın sevgilim!” diyor.
Hızlanıyor parmağı. Tırnakları biraz
acıtıyor, ama çok güzel parmaklıyor içimi. O parmakladıkça
benim gözlerim kayıyor. “Geniş aşkım amın...” diyor.
“Öyle, doğum, yarak... Herşey genişletti...” diyorum. Gülümsüyor
tekrar. Çok tatlı gülümsüyor ya!
Yavaşça
ikinci parmağı giriyor amcığıma. Benim inlemelerim
çoğalıyor. “Fazla inleme birtanem, biri duyar!” diyor. Ve pencereyi
kapatıyor. Şimdi daha rahatız. Perdeyi de çekiyor. Biz bu zamana
kadar perde açık mı sevişmişiz? Aldığım
zevkten farkında bile değilim. Pelin’in uzun parmakları benim
amımı yara yara giriyor. “Ahhh! Pelin! Süpersin aşkım!”
diyorum. Pelin tekrar dudaklarıma yapışıyor. Yavaşça
kasılmaya başlıyorum. “Birşeyler geliyor demek...” diyor,
eğilip klitorisimi ağzına alıyor. “Ahhh! Pelinnnn!”
diyerek, tüm sularımı Pelin’in ağzına
bırakıyorum. Pelin neye uğradığını
şaşırıyor. “O neydi yaa!” diyor. “Boşaldın
mı, yoksa işedin mi aşkım?” diyor. Ben zevkten sesim
titreyerek, “Bo.. Boşş. Boşaldımmm!” diyorum. “Hiç böyle
boşalan bir kadınla sevişmemiştim! Pornolarda olur
zannederdim!” diyor. Ben yığılıyorum yatağa. Amım
halen kasılıyor. Orgazmdan sonra hala belim kalkıp iniyor.
Pelin,
vıcık vıcık amımı dilemeye başlıyor.
Sonra kalkıyor yerinden. Bir selpak alıp, tertemiz yapıyor
amımı. Ben ise kendimi tamamen ona bırakmışım.
Sonra, elini kullanarak ayırıyor amımın dudaklarını.
“Çok kabarık. Çok etli. Çok güzel!” diyor. Ve arasını dilemeye
başlıyor. O diledikçe, memelerimi sıkıyorum. İki
parmağını birleştiriyor. Beni hafifçe pozisyona getiriyor.
Ve içime sokuyor. Daha derine ulaşmak istiyor. Öyle bir noktaya geliyor ki
Pelin, çok çok farklı bir his bürüyor bedenimi. Ateşler basıyor.
İçimden zevkten bağırmak geliyor. Bağırıyorum.
“Harikasınnnnnn!” diyorum. Pelin’in parmaklarının ilk
boğumdan kıvrıldığını hissediyorum. Ve bu
sefer daha gürül gürül, boşalıyorum...
Pelin gene selpakla siliyor amımı. “Ne yaptın sen yaa?” diyorum.
“G-Noktası tatlım. Oraya ulaşmak zor oldu...” diyor benim
göbeğimi öperken. Ben biraz toparlanıyorum. Halen zangır
zangır titriyorum aslında. Pelin gülümsüyor. “Ara verelim istersen?”
diyor. Kalkıyor. Ben yatakta yığılmış bir halde
yatıyorum. Sonra geliyor tekrar. Elinde bir sigara. “Toparlanabildin mi?”
diyor. Ağzındaki sigarayı alıyorum. “O kadar yarak yedim.
Her yerde sikildim. Ama böyle orgazm olmadım!” diyorum. Gülümsüyor. Ona, “Benim
bu orgazm karşılığında sana teşekkür etmem
gerekli!” diyorum. Yarım sigarayı söndürüyorum. Ve altıma
yatıyor Pelin...
Ben de Pelin’in
vücudunu okşuyorum önce. “Müthiş bir vücudun var. Manken olmayı
düşündün mü hiç?” diyorum. “Aşkım, benim adım Pelin
değil! Ayfer!” diyor. O da Nickname takılanlardan. “Tamam balım.
Hiç düşündün mü?” diyorum. “Hayır.” diyor. Yavaşça memelerine
yumuluyorum. O kadar güzel ki tadı. Fındık kadar ucu, sanki
silikon takılmışcasına dik memeleri benim çok ilgimi
çekiyor. “Nasıl bu kadar güzel olabiliyorlar?” diyorum. “Her banyodan
sonra soğuk suyla masaj yapıyorum. Bence sen de denemelisin!” diyor.
“Evet Ruslar haklıymış. Soğuk su gerçekten çok güzel
yapıyor vücudu!” diyorum. Gerçektende öyle.
Ayfer’in
memelerini ısırmaya başlıyorum. Yavaşça
dişliyorum uçlarını. Şimdi, onun elleri benim
saçlarımda. Yavaşça memelerinin ikisini de birleştiriyorum.
Ayfer, kafası geride, yalanmanın tadını
çıkarıyor. Hafifçe iniyorum aşağılara.
Aynısını yapıyor ve amına geliyorum. Amı çok
güzel. Pespembe. Dışı da öyle. Benim zamanla deforme olmuş
amım gibi değil. Yavaşça küçük dudakları emmeye
başlıyorum. Ayfer bir inliyor ki... Öyle içten bir inleme olamaz.
Ayırıyorum amını. Klitorisi benimkinden daha küçük. Önce
onu ağzımın içine hapsediyorum. Uzun uzun emiyorum. O klitoral
orgazma alışmış anlaşılan. Zaten evli olmayan
kadınlar vajinal orgazma daha geç ulaşıyorlar. Benim klitorisini
uyarmam sonucu, Ayfer’in ağlar gibi inleyerek boşalması bir
oluyor. Gözle görülür bir sıvı boşalması olmuyor. Ama deli
gibi karın kasları kasılıyor. Bir ben fışkırarak
boşalıyorum herhalde...
Yavaşça
amının sularını yalıyorum. Ve elimi memelerine
atıyorum. O da yığılıyor yatağa... Tekrar
memelerini yalamaya başlıyorum. Bir parmağımı
sokuyorum amına. Gerçekten çok dar. Hatta fazla dar. “Çok dar
aşkım amcığın!” diyorum. “Öyle meleğim...” diyor.
Ben de G-Noktası denen yeri bulmak için içinde gezintiye
çıkıyorum. Ve aşırı uyarıldığı
noktayı bulup, oraya baskı yapmaya başlamam sonucu, elime
boşalması bir oluyor. O da yatakta inip kalkıyor. “Ahhh! Ihhhh!
Günseli! Harikasın! Ahhh! Parmakla beni! Parmaklarınla siik! Ahhh!”
diyerek getiriyor sularını. Boşalması bitince, selpakla
temizliyorum amını. Ve ben de, yatıyorum onun yanına...
0 yorum:
Yorum Gönder