çıkmıyordu. Aklım hep bacaklarımın arasındaydı. Amım sik istiyordu, ama kocam her defasında götten yapmayı tercih ediyordu. Zaten, kocamın siki götümün o dar deliğini anca doldurabiliyordu. O gece çok istekli olmama rağmen, kocam götüme boşaldıktan sonra arkasını dönüp uyumuştu. Bu hareketi beni her zaman sinirlendirmiştir. Karmakarışık düşünceler içersinde Nazmi’yi düşünerek uykuya daldım.
Fırsat buldukça Nazmi ile sanal seks yapıyorduk. Her seferinde bana, “Aşkım, ne zaman
buluşuyoruz?” diye soruyordu. Bu gün yarın derken, bir Pazartesi adet
olunca kendisine, “Aşkım kusura bakma seninle bir hafta
görüşemeyeceğim.” dediğimde telaşlanmıştı. Nedenini
anlattığımda rahatlamış, ikimiz de kahkahayı
başmıştık. Adet olduğum için sanal sekse bir hafta ara
verecektik. Adetimin 6. günü Pazara denk gelmişti. O akşam
vücudumdaki bütün kılları temizleyip, vücudumun her yerini kaymak
gibi pürüzsüz yapmıştım. Kısacası tam yalamalık olmuştum.
Pazartesi nete girdiğimde, Nazmi herzamanki
gibi sanki beni bekliyordu. “Aşkıım, nerdesin yaaaa? Sen beni
hasretinden öldürmek mi istiyorsun?” dedi. Yazışmamız
uzadıkça uzadı ve iş yine aynı noktaya geldi,
“Aşkım, ne zaman buluşuyoruz? Hem yarın sizin semtin
pazarı değil mi? dedi. “Evet!” dediğimde, “Tamam işte...
Yarın buluşuyormuyuz aşkım?” dediğinde, vücudumu tarif
edemiyeceğim bir sıcaklık basmıştı. Heyecandan
resmen titriyordum. Bir anda amım sulanmıştı. Nazmi’ye,
“Bak aşkım, ben de buluşmak istiyorum, ama bu nasıl olacak
ki? Ya görürlerse?” dediğimde, “Aşkım, Pazarın ters
istikametinde bir yere park edeceğim, sen de kendi arabanmış
gibi gelip bineceksin, hepsi bu...” dedi. Plan hoşuma gitmişti, “Peki
ya sonra?” dediğimde, her şeyi detayına kadar anlattı...
Bir arkadaşının sahilde dairesi
varmış, arkadaşı tatilde olduğu için anahtarı da
kendisine bırakmış. “İşte orası bizim aşk
yuvamız olacak aşkım! Ne diyorsun?” dedi. Başımı
tamam anlamında salladım. Nazmi, “Aşkım, saat kaça kadar
zamanın var? Yada evden eşin ve çocuklar kaçta çıkıyor?”
dedi. “Hep beraber çıkıyorlar, yani 8’de
kahvaltılarını hazırlıyorum, 8.30’da evden
çıkıyorlar.” dedim. Nazmi, “Bu çok güzel aşkım! 5 saat kadar
zamanımız var. İnan bana bu zaman zarfında sana öyle
zevkler tattıracağım ki, bulutların üzerinde
uçacaksın!” dedi. Yari merak, yarı endişeyle, “Neee? 5 saat beni
mi sikeceksin? Manyaksın sen yaa! 5 saat sikiş mi olur!” diyerek alay
ediyordum. “Evet 5 saat sikeceğim seni!” dedi. “Ufak at, civcivler de
yesin!” diye takılmıştım. Nazmi, “Öyle olsun! Yarın
görürsün!” dedi. Salı günü saat 9.30 gibi beni arayacak, ben de 10 civarında
pazara gider gibi evden çıkacaktım. Artık kararı
vermiştim, yarın Nazmi ile buluşacaktım.
Heyecandan sabaha kadar doğru düzgün uyuyamamıştım.
Sabah kocama ve çocuklara kahvaltı hazırlarken heyecandan
titriyordum. Bir ara kocam, “Hayrola Nesrin, hastamısın? Yüzün
kızarmış, ellerin titriyor?” dedi. “Bir şeyim yok,
iyiyim...” dedim. “Haa, anladım!” dedi. Adetimin bittiğini
söylemediğim için ona yorumlamıştı. Kapıda, “Hayırlı
işler kocacığım. Çocuklar size de iyi dersler!” diyerek
yolcu ederken kekeliyordum. Kapıyı kapatıp, sokakta kaybolana
kadar pencereden onları izledim.
Kocam ve çocuklar gidince ilk işim banyoya
girmek olmuştu. Bir gün önce ağda ettiğim yerler pürüzsüz ve
tertemizdi. Aynanın karşısında vücuduma bakıyordum.
Doğum nedeniyle karın bölgemde biraz çatlaklar vardı. İnce
belim, geniş kalçalarım, küçük yuvarlak memelerim, eminim Nazmi’nin
hoşuna gidecekti. Derin bir çizgiyle ortadan bölünmüş amım
patates gibi duruyordu. Gerdek gecesi bile bu kadar heyecanlı
değildim. Komidinin çekmecesini açtım, bir müddet iç
çamaşırlarıma baktım. Takım olan, ten rengi,
şeffaf iç çamaşırda karar kıldım. Şeffaf
olduğundan meme ucları ve amımın çizgisi
anlaşılıyordu. Tam o sırada telefonum çaldı. Kalbim
hızla atmaya başladı. Arayan Nazmi idi. Titrek bir sesle, “Efendim?”
dedim. “Aşkım, Cevizli’de seni bekliyorum, halen çıkmadın mı?”
dedi. “Şeeyy... ben ben şeyy, yani hazırlanıyorum, birazdan
çıkarım...” dedim. Dilim tutulmuş, kekeliyordum. “Tamam
aşkım, yalnız biraz acele et! Seni çok özledim!” dedi. Cevap
verememiştim, telefonu kapadım.
İç çamaşırlarımı giydikten sonra, üzerine kollu bir
badi ve siyah bir etek giydim. Başımı da kırmızı
ağırlıklı türbanla örttüm. Biraz da renksiz bir ruj, hafif
bir allıktan sonra, az da fondöten. Hafif bir makyaj
yapmıştım. Evden çıkarken dikkat çekmemem
lazımdı. Gerçi makyaj yapmama gerek yoktu. Siyah parlak gözlerim,
kırmızı dolgun dudaklarımın yanında pürüzsüz bir
yüzüm vardı. Dedim ya, dikkat çekmemem gerekiyordu. Üzerime, her zaman
giyindiğim yazlık kabanımı aldım. Son olarak, alçak
topuklu ayakkabılarımı ayağıma taktım. Evden çıkmadan
Nazmi’ye çağrı attım. Aradı, “Geliyormusun aşkım?”
dedi. “Evden çıkmak üzereyim. Şu an nerdesin sen?” dedim. “Minibüs
yolunda bekliyorum. Burda Belediyenin ekmek büfesi var, onun önündeyim, bildin
mi?” dedi. “Eveeett! Sen orda bekle, ben geliyorum. Yalnız, arabayı
nasıl tanıyacağım?” dedim. “Beyaz bir BMW, plakası 34 (...),
arabanın yanına gelince kapıyı açıp öne oturursun.” dedi.
“Tamam!” dedim, evin kapısını kilitleyip aşağıya indim.
Saat daha erken olduğundan dışarda kimseler yoktu.
Hızlı adımlarla sokaktan uzaklaştım. Evle buluşma yeri arasındaki
uzaklık sadece 6-7 dakikaydı. Yol ağzına geldiğimde Belediye
ekmek büfesi önünde bekleyen beyaz bir araba gördüm. Biraz daha
yaklaşınca plakadan tanıdım. Yolun karşısına
geçtim. Arabanın içindeki Nazmi’yi tanıdım. Etrafı kontrol
ettikten sonra kapıyı açtım. Hızla öne oturdum ve “Bir
gören olmadan gidelim hemen!” dedim. Kartal’a doğru hızla
uzaklaştık. Birkaç dakika içinde sahil yoluna çıktık. Araba
çok lükstü ve harika kokuyordu. O ana kadar tek kelime etmemiştik.
Yavaşlamaya başladı. Elini elimin üzerine koymuş, yavaş
yavaş okşuyordu. “Eee aşkım, heyecanlımısın?”
dedi. “Evet!” dedim. “İlk olduğundan normaldir. Birazdan
rahatlarsın. Biliyormusun aşkım? Gerçekten çok güzelsin!” dedi.
Teşekkürle birlikte, “Sen de karizmatiksin!” dedim.
Arabayı müsait bir yere çekerek, bana doğru döndü ve
“Yakından bakmak istiyorum sana aşkım!” dedi,
başımı tutarak kendine doğru çekti. Bir anda
dudaklarıma yapıştı. Ben de aynı şekilde onun
dudaklarına yapıştım. Uzun süre birbirimizin
dudaklarını sömürdük. İlkkez kocamdan başka bir erkekle
öpüşüyordum. İnanamamıştım, ama inanılmaz
şekilde hoşuma gitmişti. Daha önce arabada hiç
öpüşmemiştim. Zaten hiçbir zaman arabamız
olmamıştı. Nazmi elleriyle oramı buramı ellemeye
başlamıştı. Bcaklarımı okşuyor, memelerimi
yoğuruyordu. “Dur yapmaaa! Burda olmaz! Birileri görebilir!” dedim.
“Tamam aşkım, aşk yuvamıza gidelim!” dedi.
Sahil yolundan bir müddet gittikten sonra bir sokağa girdi.
Birkaç dakika sonra lüks bir binanın önünde durdu.
Adım adım sikilmeye gidiyordum. Arabadan indikten sonra koluna
girmemi söyledi, dikkat çekmememiz için öyle gerekiyormuş. Asansöre bindik ve 3. katta
indik. Dairenin kapısını açıp içeri girdik. Artık geri
dönüş yoktu, Webcamda gördüğüm o kocaman sikini yemeden burdan
çıkış olmayacaktı. Bunu kendim istemiştim.
Üzerimdeki kabanı alıp astı.
Belimden tutarak lüks bir salona geçtik. Gerçekten mükemmel
döşenmişti. Ben salonu incelerken, Nazmi’nin boş durmaya niyeti
yoktu, belimden tutarak dudaklarıma yapıştı.
Çekingenliğimi atmış, karşılık veriyordum. Zaten
oraya bunun için gitmemişmiydim? Başımda türbanım halen
duruyordu, öpüştükçe öpüşüyorduk. Elleri rahat durmuyordu, göğüslerimi,
kalçalarımı, bacaklarımı, hemen hemen her yerimi
okşuyordu. Sulanmaya başlamıştım. Herşey o kadar
hızlı gelişiyordu ki. Önce badiyi, sonra da eteğimi indirdi
ve “Ohhh, harikasın aşkım!” dedi. Şeffaf külotum çok
hoşuna gitmişti. Sütyenin üzerinden, göğüslerimi dişliyor
ve sıkıyordu. Diğer eliyle amımı avuçlamış,
bacaklarımın arasını okşuyordu.
Kollarımı boynuna dolamış öpüşürken,
göbeğime değen sertliğin büyüklüğü, beni
tedirgin ediyordu. Bu sertliği yokladığımda
kalınlığı inanılmaz haldeydi. Ben de rahat durmuyordum,
kemerini çözüp pantolonu aşağı inince, işim daha da
kolaylaşmıştı. Beyaz bir Boxer giyiyordu, ama içinde
sanki kocaman bir canavar vardı. Yoklarken gövdesini
avuçlamıştım. Aman Tanrım, inanılır gibi
değildi. Parmaklarımla, ancak yarısını sarabiliyordum.
Sakın korktuğumu sanmayın, benim için ilginç olan, öyle bir
sikin varlığı idi. Zaten Nazmi’de böyle bir sik olduğu için
onunla buluşmuştum. Kocamı aldatacaksam, mutlaka böyle bir sikle aldatmalıydım.
İnlemelerimiz salonda yankılanıyordu. Daha doğrusu inleyen bendim. Harika zevk alıyordum. Sütyenimi çıkarmış, memelerimin ucunu dudaklarıyla sıkıştırmış, içine çekiyordu. Öyle çekiyordu ki, sanki uçları kopacaktı. Bir müddet böyle devam etti. Sonra yavaş yavaş göbeğimi yalarken külotumu topuklarıma indirdi. Artık çırılçıplaktım.
Kocaman elleriyle kalçalarımı okşarken, dudakları amıma inmişti. Önden bakınca çizgi gibi görünen yeri yalıyordu. Yalamanın şiddeti artınca vücudumu ağzına
bastırıyordum. Boşalmak üzereydim, ama bunu ona belli etmemeye çalışıyordum. Büyük bir zevkle boşalmaya başladım. “Ooh ohh!” diye saniyelerce kasılırken, iliklerime kadar titremiştim.
Kocamın bile yalamadığı amımı başka bir erkek tiksinmeden yalıyordu. Bu harika zevki kocam bana yaşatmamıştı. Böyle bir erkeğe değil amımı, isterse götümü bile seve seve verirdim. Nazmi yalamaya devam ederken birden ayağa kalktı. Artık sikiş
zamanının geldiğini anlamıştım. Boxerini çıkardığında özgür kalan siki sağa sola yaylanarak sallanıyordu. Uzunluğu neredeyse dirseğimle bileğimin arası kadar vardı. Daha sonra kendisine sorduğumda 23 cm demişti. Kalınlığı yanında ise kolum ince kalıyordu. Kalınlığından değil de, boyundan çekiniyordum. Bir keresinde amımın derinliğini ölçmek için amıma patlıcan sokmuştum. Sonra patlıcanın işaretlediğim yerini ölçtüğümde, 19 santim vardı...
0 yorum:
Yorum Gönder